Yıldızlar Kıbrıs için diziliyor…

Yayın Tarihi: 09/12/16 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın dün düzenlediği basın toplantısında son derece hayati bir bilgi verdi.

Kalın söz konusu toplantıda "Bizim beklentimiz müzakerelerde bu durumun bir sonuca bağlanmasıydı ancak bu yıl gerçekleşmedi, 2017'ye sarktı. Müzakereleri neticelendirmeye çalışacaklar ve ocak ayında BM'de 5'li bir toplantı yapılacak. Bu toplantıya Cumhurbaşkanımız da katılacak. Doğru adımlar atılırsa Kıbrıs sorununda çözüme yaklaştığımızı ifade edebilirim" ifadelerini kullandı.

Bu açıklamada iki tane önemli nokta var;

1- Cenevre'de Erdoğan da olacak.

2- Çözüme yakınız.

Erdoğan'ın orada olacak olmasından başlayalım.

Bu ne demek?

Tüm Türkiye gündeminin tepesinde Kıbrıs sorunu olacak demek.

Başka ne demek?

Son ve nihai bir karar alınacaksa bunu Erdoğan verecek demek.

Başka?

E Türkiye en üst düzeyde temsil edileceğine göre Yunanistan Başbakanı Alexsis Tsipras ve İngiltere Başbakanı Teresa May de orada olacak demek.

Ama aldığımız duyumlara bakılacak olursa dahası da var.

Nedir o duyumlar?

Denilen o ki Birleşmiş Milletlerin Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesi de orada olacak.

Bunlardan birisi olan İngiltere zaten orada olacağına göre geriye Rusya, ABD, Çin ve Fransa kalıyor.

Eh, bu kadar curcunadan sonra AB'nin de orada olacağını tahmin etmek zor değil herhalde.

Hani 'yıldızlar Kıbrıs için diziliyor' derlerdi ya, hah, tam da o…

Peki bu kadar renkli ve kalabalık konferans beraberinde neyi getirir?

Bana bu bilgiyi veren kaynak iki olasılıktan söz ediyor.

Ben de kendisine katıldığım için yazayım…

Öyle ki, bu kadar kalabalık bir konferanstan çıkacak olan sonuç nihai olmasının yanı sıra tüm dünyadan kabul görecek demektir.

Yani Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesi orada iken ve çıkan sonuca kafa sallamışken, olası bir anlaşmadan memnun olmayan aklı evveller bunu alıp da Güvenlik Konseyi'ne götüremeyecek demektir.

Bilirsiniz işte, Kıbrıs tarihi kadar eski o 550 sayılı karar gibi şeylerden olmayacak yani.

Dahası, bu konseyin belki de en kritik elemanı olan Rusya'nın ulaşılacak bir anlaşmaya onay vermesi demek, Güney'deki ret cephesinin kökünden sökülüp atılması anlamına da gelir.

İyi de eskilerin dediği gibi 'nerede çokluk orada b.kluk' bir hal ortaya çıkabilir mi?

E en basitinden Rusya ile ABD'nin Suriye meselesinden birbirine girmesi an meselesi olabilir.

Ya da Çin'in ABD ile hır gür ettiği Pasifik'teki yapay adacıklar meselesinde curcuna çıkabilir.

İngiltere Brexit yüzünden AB ya da Fransa ile parçalanabilir…

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da akşam adaya dönüşünde bu yöndeki soruya 'Bu iş ne kadar büyürse o kadar risk artar' cevabını verdi.

Riskler var yani yok değil…

Ama her ne olursa olsun, adına beşli de dense, çoklu da dense bu konferans bir son oyundur.

Bu satırların yazarında göre 11 Ocak gecesi tarafların haritaları değişmesinden itibaren 12 Ocak sabahı top garantörlere ve eğer yukarıda yazdığım misafirler gelirse onlara geçecektir.

En üst düzeyde müzakere edilecek olan Kıbrıs sorunu şüphesiz ki burada da çözüme ulaşamazsa bir daha asla-en azından federal yapıda-ulaşamaz.

Dolayısıyla ben 'burada da bir şey çıkmaz, bu iş sürer gider' şeklinde yorumlarına şimdiden başlayan genç ve parlak beyinlere kulak asmıyorum.

Zira bu arkadaşlar bunları diye diye sadece kötüyü çağırıyor, başka da bir halt olmuyor.

Totem mi yapalım?

E vallahi bu dakikadan sonra artık tek ayakta mı dururuz, yoksa amuda mı kalkarız bilemiyorum.

Ama hissiyatım şudur:

Kıbrıs'ta 2017 yazında yapılacak olan referandumun tarihinin ilan edilmesine 35 gün kadar bir zaman kalmıştır…

Kesin bilgi ama yaymayın…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.