Dönüşümlü piyade tüfeği...

Yayın Tarihi: 14/12/16 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Tarih 10 Nisan 1964…...

Bozdağ-1'de bıyıkları yeni terlemiş gencecik bir mücahit hayatının ilk nöbetini tutuyor…...

Daha dün lise öğrencisi iken şimdi mazgal deliğinden ilerideki tepeleri gözetleyen bir mücahit oluvermiş…...

Sabah şafak sökerken karşıdan ilk kurşun atılıyor, ardından bir ikincisi…...

Ardından da daha ne olduğunu anlamadan yağmur gibi kurşun yağıyor…...

Mevzide tam siper yatıyor genç mücahit…...

Sonra gururuna yediremiyor, kalkıp kurşun yağmuru altında bir iki tane de o sıkıyor…!

Açıktan ateş ederken bir el onu mevziye geri çekiyor….

"Manyak mısın sen, vurulacaksın!" diyor arkadaşı….

Beraberce tam siper alıyorlar….

Toplamda 10 kişiler…...

Karşıdaki düşmanın sayısı ise belli değil…...

10 kişiye 10 piyade tüfeği sadece…...

Tüfekler 2. Dünya Savaşı'ndan kalma…...

Gömüldükleri çukurdan çıkarılıp yeni getirilmiş….

Sonra diğer mevzilerdeki arkadaşları ile temas kurup hep beraber ateş etmeye başlıyorlar….

İlk bozulan tüfek yanındaki arkadaşınınki oluyor…...

Sonra diğer mevzilerdeki tüfeklerin de sesi kesiliyor….

Hepsi bozuluyor….

Bir tek genç mücahidin tüfeği sağlam…...

Ateşe devam ediyor…...

Ama sorun şu ki tek bir mevziden açılan ateşin hiçbir etkisi olmuyor…...

Düşman 'diğerlerini vurduk ilerleyelim' kafasına giriyor…...

Ancak insanoğlu her zaman bir çözüm buluyor işte…...

Bunların da aklına ellerinde kalan tek piyade tüfeğini dönüşümlü olarak kullanmak geliyor…...

Böyle mevziler arası bir koşuşturmaca başlıyor….

Sıra ile mevziden mevziye dolaştırılan tüfek sayesinde her mevziden ateş açılıyor….

Böylece düşmana 'ölmedik, buradayız' mesajı veriliyor….

Sanki de yüzlerce kişi mevzide savaşıyor algısı yaratılıyor….

Çatışma saatlerce böyle sürüyor, destek birlik bekleniyor….

En sonunda destek geldiğinde de Bozdağ-1 düşmekten kurtuluyor…

O günü "Toplamda 10 kişiydik... Bazılarının ismini hatırlamıyorum… Hatırladıklarım Hüsrev, Süleyman Hürdeniz, Erol Arap, El-Vahit Dayı ve Fuat Abi… Bizim sayemizde Bozdağ o gün düşmedi…1974 savaşının akıbetini değiştiren Boğaz işte o gün elimizde kaldı ve bir daha da geri vermedik" diye anlatıyor mücahit….

O zamanki adıyla Salahi Niyazi…...

***

Tarih 15 Temmuz 1974…...

Genç bir baba o gün sabah son iki aydır olduğu gibi Güney Lefkoşa'da çalıştığı sigorta şirketine gitmek için Vespa motoruna binip yola koyuluyor….

2 ay önce mezun olduğu üniversiteden memlekete dönüp hemen işe girmiş….

Bakmak zorunda olduğu bir ailesi var artık….

Ancak kader ağlarını bir kez daha örmektedir...

Ofiste otururken sabahın sıcağını makineli tüfek sesleri bölüyor…...

Makarios'a darbe yapılıyor…!

Ofis'te çalıştığı odaya giren bir Rum kadın "Çabuk kaç, seni bulurlarsa öldürürler" diyor….

Motoruna atlayıp Kuzey'e geçiyor….

Ardından da şimdi size bu satırları yazdığım ofisin penceresinden görünen o zamanların meşhur Akar Gazinosu'na geliyor, birliğine katılıyor, üniformayı giyiyor….

Seferberlik ilan edilmiş çünkü…...

Gereğini yapıyor….

Bugünün bir sürü sahte kahramanı yatak altında, bodrumlarda saklanırken o diğer bütün gerçek kahramanlar gibi cepheye gitmekten bir an için bile çekinmiyor….

20 Temmuz günü yaşanan çatışmalar sonrasında eşi ondan haber alamıyor….

Birileri gelip Kızılbaş bölgesinde yerde yatan vurulmuş gözlüklü bir adam gördüğünü söylüyor…...

Kadın o psikoloji içinde yerde yatan kişinin kocası olduğuna inanıyor….

Ağlamalar, dövünmeler….

Ancak iki gün sonra öldüğünden habersiz mücahit gayet normal evine dönüyor….

Cenaze evi birdenbire sevinçten çılgına dönüyor…!

"Gidip komutana 'oğlum 1,5 yaşında gidip onu görmem lazım' dedim. O da bana izin verdi. Göçmenköy'deki eve gittiğimde beni görenler boynuma sarıldı. Meğer beni öldü sanıyorlarmış…" diye o günü anlatıyor…...

O günkü adıyla Salahi Niyazi….

Şimdiki adıyla Salahi Barış….

Babam…...

***

Peki ben size bütün bunları neden yazdım?

Hani sabah akşam çözüm isterik diye vatan hainliği basarlar ya…...

İşte onlara cevap olsun diye….

Biz memleket sevgisini babalarımızdan aldık çünkü…...

Ve biz bu işlerin savaşmakla değil barışmakla huzur bulacağını yine cephenin en önünde savaşan babalarımızdan öğrendik…...

Onun için barışmak en iyisi…...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ulaş BARIŞ yazıları