Dikilitaş'ın etrafında dönen dünya...

Yayın Tarihi: 24/12/16 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Görünen o ki 9 Ocak'ta başlayacak ve 12 Ocak'ta uluslararası bir hale dönüşecek olan Cenevre Konferansı öncesi ve sonrası dahil çok enteresan gelişmelere sahne olacak…

Olası başarı ya da başarısızlık halinde sonrasında olacaklarla ilgili olarak geçen gün bir makale yazdığım için, bugün de öncesi hakkında bir iki kelam edeyim diyorum.

Öyle ki, biliyorsunuz, bu iş, yani Cenevre Konferansı işi, daha belli olmadan ismi üzerinde taraflar arasında bir farklılık olduğunu fark etmiştik.

Türk tarafı söz konusu konferans için 'beşli' tabiri yaparken, Rumlar ısrarla 'çoklu' tabirini kullandılar.

Peki işin aslı nedir?

Türk tarafının beşliden kastı aslında açıktır: Kıbrıslı Rum ve Türkler ile adanın üç garantörü olan İngiltere, Türkiye ve Yunanistan…

Ancak Rumların çoklu konferanstan kastı açık değildir.

Bir kere işin içinde AB vardır ki bu, Türk tarafı tarafından da 'orada olabilir' şeklinde bir nevi teyit edilmiş durumdadır.

Varılacak olası bir anlaşmada ortaklık devletinin direk AB üyesi olacağı düşünülürse bunda bir sıkıntı olacağını sanmam.

Etti mi size 6?

Da, görünen o ki bu iş sadece AB ile bitecek gibi durmamaktadır.

Dün sabah saatlerinde Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile Rum Lider Nikos Anastasiadis bir telefon görüşmesi yapmış ve Rum kaynakların iddiasına göre Lavrov, Anastasiadis'e "Cenevre'ye gelmeye hazırız" mesajını iletmiştir.

Geçtiğimiz hafta içinde AKEL'in adada temaslar yapan Çin heyetine "Buyurun Cenevre'ye gelin" daveti yaptığını, DİSİ'nin de bu davete 'olur' verdiğini biliyoruz.

Ayın 9'unda adaya günübirlik bir ziyaret yapan Fransa Cumhurbaşkanı Francois Hollande'nin de basına yansıyan açıklamalarında "Fransa Cenevre'de yer alıp elinden geleni yapmaya hazırdır" dediğini de bildiğimize göre bu işin sonu nereye varacaktır?

Ettik 9…

Geçtiğimiz hafta Ankara'da meydana gelen ve Rus Büyükelçi Andrey Karlov'un ölümüyle tüm dünyayı sarsan olayların ardından daha da yakınlaşan Rus-Türk ilişkileri en sonunda İran ile birlikte tarafların Suriye üzerinde bir mutabakata varmasını sağlamıştır.

Yani?

Yanisi şu:

Rusya Cenevre'ye gelmek isterse buna Türkiye'nin 'hayır gelme' deme ihtimali bence çok azdır.

İyi de geleneksel olarak (1970'lerin başından beri) Rum yanlısı bir politika izlediği bilinen bir gerçek olan Rusya 12 Ocak günü masada olursa ortaya nasıl bir manzara çıkacaktır?

Dahası, Rusya'nın gelme ihtimali karşısında yine aynı masada bulunması kuvvetle muhtemel olan ve seçim sonrası 'topal ördek' yani yetkisiz olan Obama'nın Amerikası nasıl bir tavır takınacaktır?

Gambersiz düğün olamayacağına göre, ettik 10…

7 kocalı değil 10 Kocalı Hürmüz mübarek…

Şaka bir yana, işin özetini yapacak olursak, Cenevre Zirvesi'nde malum beşli dışında bulunması muhtemel olan AB, Rusya, Fransa, ABD ve Çin nasıl hep beraber bu işi kotaracaktır?

BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesinin garantör olarak zaten masada oturacak olan İngiltere'nin yanında Cenevre'de bulunması zaten kendi kendine Kıbrıs sorununu dünyanın 1. numaralı gündem maddesi yapmaya yetecektir.

Bu durumda masada Kıbrıs sorunu yanında Suriye sorununun da ele alınacağı muhakkak olur.

Kafamız karıştı, evet, çünkü işin bu kadar büyümesi ihtimalinin olması başlı başına sorun çıkma olasılığını da artıracak niteliktedir.

Ha diyeceksiniz ki bu işin iyi tarafı da yok mu?

Daha evvel de yazdığım üzere, bu kadar geniş katılımlı bir zirve sonucunda ortaya çıkacak olan anlaşmanın tüm dünya nezdinde kabul görmesi elbette ki kesindir.

Hayır, işin acayip tarafı, hani biz Kıbrıslılar arasında "be yeğen kim sallar Kıbrıs sorununu? Dünya Dikilitaş'ın etrafında dönmez ya" şeklinde devam eden geyiğinin gerçek olması beni çok korkutuyor.

Dolayısıyla, bu kadar kelamdan sonra diyeceğim odur ki, ocak ayının 2. haftası itibarı ile var bir Dikilitaş işi…

Hakkımızda hayır artık…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.