Komplo teorisi mi dediniz? Alın…

Yayın Tarihi: 28/02/17 08:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
"Dünyamız köklü bir değişimin eşiğinde. İngiltere'nin halk oylaması ile Avrupa Birliği (AB) süreci dışına çıkma iradesi (Brexit) göstermesi ve Donald Trump gibi birinin ABD gibi bir ülkenin başkanı seçilmesi bugüne kadar geçerli kuralları geçersiz hale getirecek önemde gelişmeler…"

Bu satırların yazarı Fehmi Koru…

Kendisini pek takip ya da takdir etmem ama dünkü yazısında şu satırları böylesine anlaşılır şekilde yazınca aktarmak istedim.

Bakınız, en çok canımı sıkan Kıbrıs sorunu yorumlarını 'bir şey olmaz, hiçbir şey değişmez' kısırlığı içinde etrafta yazılar yazan, ahkâmlar kesenler yapıyor.

Bu arkadaşlara göre Kıbrıs adası Mars ya da Venüs'te bulunduğu için dünyada medyana gelen şu yukarıdaki giriş cümlesinde yazan hususların hiçbirinin bizi etkilemeyeceği varsayılıyor.

Düşünsenize, İngiltere, Kıbrıs sorununun bilfiil en yakın aktörlerinden birisi olarak AB'den çıkacak ve bu Kıbrıs sorununu hiçbir şekilde etkilemeyecek ha?

ABD'nin yeni Başkanı Trump Ticaret Bakanı olarak Kıbrıs Bankası'nın en büyük hisse sahibi ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı'nı atayacak ama bu Kıbrıs sorununun hiç ama hiç etkilemeyecek öyle mi?

Yine Trump, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin açtığı doğal gaz ihalelerinde 10 blokta Katar Oil ile ortak teklif sunan ve kazanan, dünyanın en büyük 7. şirketi olan Exxon Mobil'in son CEO'sunu Dışişleri Bakanı yapacak ama bu durum Kıbrıs sorununu hiç etkilemeyecek…

Daha geçen gün Katar ziyareti sırasında ''Türkiye'nin en büyük dostlarından birisi Katar'dır'' diyen Recep Tayyip Erdoğan, blok 10 üzerinde kazı yapacak olan Katar'ın milli şirketi olan Katar Oil'e müdahale mi edecek ne yapacak?

Yoksa Amerika Dışişleri Bakanı'nın eski şirketinin kazı platformuna çıkarma mı yapacak?

Hayatımız komplo teorisi ya, ne bileyim belki de 2009'da Davos'ta başlayan gizli toplantı trafiği doğrudur?

Hangi gizli toplantı mı?

Hikaye şu: 2009 yılında ünlü ekonomist George Soros, Erdoğan ile Davos'ta zirvede bir araya gelir ve ona Kıbrıs gazı için Yunanistan, Israil ve Kıbrıs ile 'iş birliği' yapmayı teklif eder.

Ardından Soros aynı zirvede dönemin Yunanistan Başbakanı Yorgos Papandreau ve Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Erdoğan'ı bir araya getirir. Bu görüşmeler gizlidir. İkinci görüşmeye Rum lider Nikos Anastasiadis de davet edilir.

Bu gizli toplantılarda şu kararlar alınır:

1- Almanya, Yunanistan'ı finansal olarak hayatta tutacak, Türkiye de gerekirse yardım edecektir.

2- Soros, o zamanlar kriz belirtileri gösteren Kıbrıs'ın ekonomik durumunu 'yatırım yapmak olanaksızdır' şeklinde speküle edecek ve ekonomiyi krize sokacaktır.

Tüm bunlar olunca da Anastasiadis'in seçilmesi garantilenecektir.

Yukarıdakiler aynen gerçekleşir.

Aralık 2012'ye gelindiğinde Berlin'de bir gizli toplantı daha yapılır. Bu kez Yunanistan Başbakanı Samaras'tır ve toplantıya Merkel, Erdoğan ve Anastasiadis de katılır.

Komplo teorisi bu ya, üzerinde anlaşılan plan şudur:

Anastasiadis daha seçilmeden (Şubat 2013'te seçildi) Kıbrıs hükümetince uygulanacak olan borç anlaşmasını kabul edecektir. Troyka ağır ekonomik tedbirlerle adaya gelecek ve Rum toplumunu ekonomik olarak zayıflatıp çözüme zorlanacaktır.

Olmadı mı bunlar? Aynen.

Diğer maddeler ise şöyledir: Kıbrıs'ta zayıf bir merkezi hükümet altında Brüksel tarafından idare edilecek bir federasyon kurulacaktır. Ardından adadaki Türk ve Yunan askerleri çekilecek, iki tarafın ordusu da silahsızlandırılacak ve AB'nin garantörlüğünde bir sistem kurulacaktır. Mülkiyet kısmı iade, takas ve genel olarak tazminatla çözülecektir.

Çözüm anlaşmasının imza edilmesinin ardından ise Federal Kıbrıs, Türkiye ve Yunanistan arasında bir 'dostluk ve iş birliği antlaşması' daha imzalanacaktır.

Ne kadar da tesadüf!

Niye?

11 Ocak 2017 günü Cenevre'de Yunanistan'ın masaya koyduğu formül aynen budur da ondan.

Elbette tüm bu teorinin bir de can alıcı noktası vardır…

Öyle ki, çıkarılacak olan Kıbrıs gazından aslan payını Türkiye alacaktır; yüzde 40.

Dahası bu gaz, Israil-Türkiye ortaklığında Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşınacaktır!

Gazdan Yunanistan'ın payı yüzde 30 ve Federal Kıbrıs'ın payı ise yüzde 20'dir.

Eh, yeni garantörlük giderleri için AB ise yüzde 10 alacaktır.

Ha unutmadan ekleyeyim, Rumların batmamak için aldığı borcu vardı ya, ha işte onun yüzde 50'sini bir iyi niyet olarak Türkiye karşılayacak; diğer yüzde 50'lik kısım ise yine iyi niyet olarak AB tarafından yeni kurulacak devletin borç hesabından silinecektir.

Türkiye'nin bu borcu üstlenmesini 'mülkiyet' tazminatlarının mahsuplaşması olarak da alabiliriz.

Alın size Kıbrıs için komplo teorisi…

*Söz konusu teori 16 Haziran 2013'te Cyprus Mail'de Hermes Solomon tarafından kaleme alınmıştır. İsteyen bakabilir…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.