Tek çare çözümdür...

Yayın Tarihi: 02/06/17 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

BM Genel Sekreteri bizim 15 Mart günü yazdığımız haberi geç de olsa doğruladı ve liderleri New York'ta yeni bir üçlü zirve için görüşmeye çağırdı.

Pazar gecesini pazartesine bağlayan gece Kıbrıs saatiyle sabah saat 2'de yapılacak bu yemek ve sonrasında gelecek olan açıklamalar sanırım artık tamam mı devam mı dememizi sağlayacak nitelikte olacak.

Öyle ki ya liderler Genel Sekreter'in önünde Cenevre için uzlaşıp, çözüm için yeni konferansa gidecekler ya da uzlaşı sağlanmadan bu sürecin artık fiilen bittiğini ilan etmeseler bile malumu belli edeceklerdir.

Biz elbette ki Cenevre kararının alınmasını isteyen taraftayız.

Bunun dışında bir başka yolun bizi götüreceği yer yeni gerginlikler hatta muhtemelen çatışma ortamıdır.

Bu yüzden de Genel Sekreter'in liderleri uzlaştıracak bir formüle sahip olduğunu düşünmek istiyorum.

Doğrusunu söylemek gerekirse liderlerin son yaptığı açıklamalarla, Özel Danışman Espen Barth Eide'nin Ankara ve Atina ziyaretlerini birlikte okursak, yeni bir Cenevre olması ihtimalinin yüksek olduğunu düşünmek mantıklı olur.

Öyle ki, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın yaptığı "Cenevre'ye 17-18 Ocak Mont Pelerin garantörler toplantısı sunumu ile başlayabiliriz" şeklindeki öneri yapıcı ve iki tarafı da tatmin edici noktadadır.

Aynı şekilde Rum liderin adına ısrarla 'öneri' dediği ama onun dışında herkesin 'ön koşul' olduğunu bildiği şeyi "Tartışmaya hazırım" demesi de olumlu bir adımdır.

Belki geri adım değildir ama onu tartışmaya açmak bir nevi buna işarettir.

Eide'nin hem Ankara hem de Atina ziyaretlerinden sonra Türkiye ve Yunanistan'ın 'müzakerelere devam etme arzusunda olduğunu' söylemesi olumludur.

Nihayetinde özellikle Türkiye'nin "Ön koşulsuz Cenevre'ye hazırız" demesi de bu işin bir şekilde Cenevre'ye gideceğinin göstergesidir.

"Cenevre'ye gidecekler de ne olacak?" dediğinizi duyar gibiyim…

Son zamanlarda özellikle barış ve çözüm taraftarları arasında bir virüs gibi yayılan bu bıkkın tavırdan bizzat ben bıktım.

Denktaşların arazi meselesinde canavarlar gibiydiniz…

Gezici anketinde bülbül kesildiniz…

Memlekette 'tık' dese hükümeti topa tuttunuz anladık da çözüm işi geldiğinde "bıkkınlık…"

Ancak biliniz ki bu sistem içinde, ağzınızla kuş tutsanız hiçbir başarı şansınız yoktur.

Evin içini temizleme işi hikayedir…

Ayrıca sorun tespitleriniz de hikayedir.

Yani sorunun esas sebebini görüp eleştirinizi oraya yapamıyorsunuz.

Mesela 'hastane yetersiz, yol yetersiz, okul yetersiz' diye bülbül gibi şakımayı, hükümetlere çakmayı gayet iyi bilirsiniz.

Ama 'acaba neden bu altyapı yetersiz?' noktasına geldiğinde o bülbül dut yeme moduna geçiyor…

Ülkenin bu nüfusu kaldıramadığı açık değil mi?

Sesiniz çıkmıyor tabii…

Korkudan ve ondan ötesi golifa gibi vatandaşlık dağıtılanları 'oy potansiyeli' olarak görmenizden sesiniz çıkmıyor…

Dolayısıyla köy gezerek, durmandan dinlenmeden memleket kurtaracağını sanmak çok acı bir durum olarak karşımıza çıkıyor…

Yavaş gelin, az biraz dinlenin, bir su için be arkadaşlar…

Onun için olayın esasını gözden kaçırmamak şarttır.

Çözüm tüm kötülüklerin ilacıdır, bir umuttur, yeni bir başlangıçtır.

Diğer tüm yollar ise kapalıdır, ölü gözünden yaş beklemektir.

Tarihsel süreç, çözülemeyen ve hiç çözülmeyecek sorunlar beni haklı çıkarmaktadır.

Çünkü bu sistem altında bizi idare etmeye çalışanların hepsi eninde sonunda aynılaşmışlardır.

Sürüden ayrılmaya çalışanları da kurt kapmıştır.

Onun için çözüm, sadece çözüm…

Başka çaremiz yoktur.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.