Veda yazısı...
Bugün sizlere son kez yazıyorum
İki yıldan uzun bir süredir 'Aklıma Takılan' şeyleri gündeme getirdiğim bu köşe bugün itibarıyla son kez yayında.
Kıbrıs Postası Gazetesinde geçen 26 ayın ardından bugün veda ediyorum.
Yeni bir proje ile devam kararı aldım, sebebi bu
Sonuçta insanlar gelip geçici, kurumlar kalıcıdır.
Kıbrıs Postası da bu türden kurumlardan bir tanesidir.
Çok güzel günlerimin geçtiği bu güzide yerde iki yıl boyunca sizlere kah Kudüs'ten kah New York'tan bildirdim.
Kah Brüksel'den, kah Strasburg'dan
Ama Kıbrıs sorunun çözülmesi için gidilen dört zirveden bildirmek benim için onur oldu
Hayatımın en önemli anlarını yaşadığım o zirveler benim için hayal kırıklığı ile sonuçlandı ama olsun, habercilik adına iyi işler yaptığımızı düşünüyorum.
İşte o hayal kırıklıkları ayrılık kararı almamda etkili olmadı desem yalan olur.
Kıbrıs sorunu beni gerçekten çok yıprattı.
Konuyu bu kadar içselleştirdiğim için kendime çok kızıyorum.
Bu konuda harcadığım mesai boşa gitti diye de çok üzülüyorum.
Açıkçası çok yorgunum ve yıpranmışım
Bu yüzden de yeni bir başlangıca, yeni bir maceraya ihtiyacım var
Sizlere bu yazıyı açık yüreklilikle yazıyorum, hep öyle yazdım zaten
Uzun lafın kısası, diyeceğim şu:
Bu köşede yazdığım bütün yazıların arkasındayım ve hiçbir pişmanlığım yoktur.
Yine de bir kusur ettiysem affola
Gazeteye gelince;
Genel Yayın Yönetmenim olmasından fazla artık gardaccığım olan Rasıh Reşat'ın da dediği gibi 'bu gazetenin kapısından bir tane bile deli olmayan insan girmedi '
İki yılda gördüklerimden sonra düşünüyorum da Rasıh haklı
Ama bu delilik komik bir delilikti
Güzel, verimli ve türlü türlü zor şartlarda iş yapmasını bilen bir delilikti.
Meslek hayatımın en güzel günlerini kesin ve net olarak burada geçirdim
Ve açıkçası ayrılmak çok zor geliyor
Ha iki yılda hiç kavga etmedik mi sandınız?
Ohoo, ne kavgalar
Ama hepsi mutlu sonla biten güzel kavgalar
Hayatımın en zor yazılarından birisi olan şu satırlarda gazetedeki tüm dostlarıma bana katlandıkları için teşekkür ederim.
Sabahtan akşama benim klavyeyi kırma sesimi çektiler
Sabahları zor insan olmam dolayısıyla tersliğimi çektiler
Kıbrıs sorunu her tökezlediğinde melankolimi de çektiler
Bir kusur ettiysem affola
Daha uzatmayacağım fakat teşekkür etmek istediğim birisi daha var
O da gazetenin patronu Polat Alper
Ona da artık 'gardaccığım' diyorum
Hiçbir isteğimi geri çevirmedi, hiçbir zaman beni zorda bırakmadı, yazdığım haberlere, köşelere hiç itiraz etmedi.
Çok teşekkürler güzel insan
Hiçbir zaman 'şunu yaz, bunu yazma' demeyen, gittiğimiz tüm başarısız zirvelerde ben marazdan ölürken bana resmen bebek bakıcılığı yapan, moralim bozulduğunda her zaman düzelten, cebinde 10 TL'si varsa gözünü kırpmadan 5 TL'sini bana veren adam
Ah Rasıh ah
Mont Pelerin'de o teleferiğin tepesinde, o eşsiz Cenevre Gölü manzarasına bakarken birden bire çalmaya başlayan çanları hatırlıyor musun?
Bölünme çanları gardaş
Öyle demiştik
Öyle de oldu ama o günlerden bana kalan senin eşsiz dostluğun işte
Sana teşekkürü bir borç bilirim
Gazetedeki tüm arkadaşlarımın da yolu açık olsun
Meslek hayatlarında en büyük başarılar onların olsun
Ben gidiyorum
Hoşça kal Kıbrıs Postası
Hoşça kalın sevgili dostlar
Hoşça kalın Onur Evrensel, Vatan Mehmet, Cansu Yarışan, Canan Onurer, Rüstem Tüccar, Tekin Kurt, Kemal Uğurluay, Mazlum Ernez, Mesut Çelik, Hatice Sarıkaya, Ali Çatal ve Arife
Ve en son olarak yazdıklarımı okuyan, bana bu onuru bahşeden sevgili okuyucular
Sizlere de çok teşekkür ediyorum
En güzel günler sizin olsun
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.