Mise en scène

Yayın Tarihi: 10/09/15 08:00
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+

Kimi kavramların hayatla iç içe geçmesi önemlidir. Öyle ki, bu kavramlar hayatın hangi alanı için üretilmiş olurlarsa olsunlar, her biri ihtiyaçlar merkezind egelişerek oluşurlar. Bu nedenle sözcükler zaman zaman anlamlarından kaysalar da ihtiyaç sonucu türetilmişlerdir.

Mise en scène, özgün, Fransızca bir ifadedir.

Sinema için üretilmiş olan "mise en scène", "sahnenin içine konanlar" anlamına gelir. Yine sinemada "plan" olarak ifade edilen periodun, sahnenin veya daha geniş ifade ile filmin; görsel estetiğini veya hissini etkileyen unsurların tümünü ifade eder. Nesnelerin etkileşimi, karakterler, plan seçimi, derinlik, renk, ışık, kompozisyon, prodüksiyon tasarımı, dekor ve hatta kullanılan ham filmin türü, bu unsurları oluşturan öğelerin bazılarıdır.

Gelelim kelimenin Türkçesine. Aslında her birimizin okur okumaz bileceği bir kelime ile Türkçede karşılık bulmuş, mise en scène. Türkçedeki karşılığı "mizansen". Mizansen kelimesnin anlamı doğal olarak aynı. Ancak Türk Dil Kurumu, "sahneye koyucunun belli bir oyun için oyuncuları düzene alması ve onları oyuna uygun bir uyum içine sokması için yaptığı hazırlık, çalışma. (Oyun düzeni, Sahneye koyma.)" şeklinde anlatmış. Tek kelime ile karşılığını ise "düzenti".

*

Bir asır önce, sadece bir sinema terimi olarak Fransızların sözlüklerine aldıkları ve aslında bir sinema planı için çok güzel anlatılmış kurgusu ile ihtiyacı gideren bu kelimeye bugünden baktığımızda, kelimenin, ya hayatımızın içine girdiğini ya da hayatımızın bu kelimenin içinde yaşandığını düşünmekten geri duramıyor insan.

Böylesine bir kültür sanat ifadesi, yaşamın kendisi ile iç içe geçmiş durumda. Aslında, sanatın ve kültürün, yaşamla iç içe yaşanan, yaşayan platformlar olduğunu söyleyebiliriz. Ancak buradaki "iç içelik", sanat kadar esetetik, sanat kadar masum, sanat kadar insanlığın gerçek geleceği ile ilgili değil. Bunu yansıtan türden bir iç içelik değil. Keşke öyle olabilseydi!

*

Coğrafyamızın hemen yanında duran ülkelere bakın. Türkiye'nin son günlerine bakın. Belki de senaryosunu yıllar sonra net anlayabileceğimiz sahneler yaşanıyor. Başka bir medeniyetin yüz yıl önce bir sanat için, sinema için kullandıkları deyimi biz şimdi bu coğrafyalarda savaş için, politika için, güç kavgaları için kullanıyoruz.

Her yerde bir mizansen!

Üstelik, kötülüğün kol gezdiği, insan hayatlarına sadece bugün değil, gelecekte de etki edecek, utanılacak bir mizansen.

Önüne geçmek için herkese ayrı ayrı görevler düşüyor. Siyasilerin sağduyu çağrısı dahi kışkırtıcı, ötekileştirici ifadeler içeriyor. Yakın gelecekten endişeliyim. Bu mizansenin farkına varılması şart. Aksini düşünmek bile ürkütüyor!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları