Etnosit

Yayın Tarihi: 28/09/15 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Bu terim, ilk kez avukat Raphael Lemkin aracılığı ile 1933 yılında, soykırım kavramını oluşturan bileşenlerden biri olarak önerilmiştir. Bu tarihten yetmiş dört yıl sonra 2007'de, "Birleşmiş Milletler Yerli Hakları Beyannamesi"nde "cultural genocide" ile "ethnocide" terimleri yan yana kullanılmıştır. Günümüzde kütürel soykırım anlamında, etnosit kelimesi kullanılmaktadır.

Soykırımın ne denli dehşet verici bir ifade olduğunu biliriz. Dilimizde anlam olarak soykırım; bir insan topluluğunu ulusal, dinsel ve benzeri sebeplerle yok etme anlamı taşır ve insanlık suçlarının en büyüklerindendir.

Kültürel soykırım ise, doğrudan bir soykırım kadar dikkatleri üzerine çekmeden uygulanabildiğinden, soykırımdan bile tehlikelidir.

Kültürel soykırım ya da etnosit, kültürel, ekonomik, askeri gibi diğer alanlarda, güçlü olan kültürün, beraber yaşadığı etnik grupların kültürlerinin unutulmasına yönelik yaptığı soykırım çalışmalarına verilen bir sıfattır.

Diğer etnik dillerin yokedilmeye çalışılması, diğer etnik gruplara ait tarihi kalıntıların tahribatı, psikolojik olarak aşağılık kompleksini aşılama, tarihi saptırma gibi faaliyetler, kültürel soykırımın işlevleri olarak görülebilir.

Kültürel soykırımda amaç, bir etnik grubun, bir milletin, kökenlerini simgeleyen duygularını yıkmak, onları aşağılık kompleksine sokmak, tarihi, kültürel ve sosyal iç dinamiklerini bozmak, bu doğrultuda kendi etnik grubuna katılmasını sağlamaktır.

Tarihin birçok döneminde kültürel soykırım uygulamaları ile karşılaşılmıştır. Etnosit, bugün de yaşanmakta olan önemli bir sorundur. Tarih sahnesinden silinen birçok etnik grubun bu tür uygulamalara maruz kaldığı bilinmektedir. Hatta kaybolmakta olan diller de etnosit sonucudur.

Günümüz koşullarında teknoloji ile iletişimin hızlı ve kolaylaşmış olması, ekonomik ve kültürel olarak devletler ve milletlerarasındaki gelişmişlik mesafelerinin uçurumlar içermesi, kültürel soykırımın işleyişini ve uygulanmasını hızlandırmıştır.

Çok yakınızımızda buna önemli örnekler varken, toplumsal tarihimizde de bu kavrama örnekler mevcuttur.

*

Bu konuda uluslararası nitelikle Kanada'dan iki örnek vermek mümkün. 1956 yılında "Sayisi Deneleri"ne uygulanan zorunlu göç, yaşlı neslin sahip olduğu geleneksel birikimlerini yok etmiştir. Bu bir kültürel soykırımdır. Yine 2007 yılında Kanada'da, Kızılderili İşleri Bakanlığı'nın, Kızılderili Kütüğü'nde kayıtlı Kanada Kızılderililerinin tedavi belgelerinin yok edilmesi, kültürel soykırımdır.

Kendimiz dışında bize en yakın örnek ise, daha iki on yıl öncesine kadar Türkiye'nin doğusunda yaşayan Kürt kökenli insanların, işyerlerine hatta çocuklarına kendi dillerinde isim koyamamalarıdır.

Etnosit erken farkedilmesi ve önlem alınması gereken çok tehlikeli bir süreçtir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları