Bir hayal kuralım

Hadi gelin, hep kısa bir süre için hayal kuralım.

Mesela, bir sabah çocuğunuz dünyaya gelsin, mutluluktan havalara sekin ama çocuğunuza konuştuğunuz, konuşabildiğiniz dilde bir isim koymayı idare size yasaklasın.

Çocuğunuzu yetiştirmek için imkanınız olmasın. Olması için çalışmak isteyin ama kökeniniz nedeni ile iş bulmanız imkansız olsun. Bir şekilde işiniz hatta imkanınız olsa dahi, alacaklarınız bir hayalden ibaret kalsın.

Konuştuğunuz dil nedeniyle bir bölgeye sıkıştırılın. Yıllarca "öteki" olun. Bu zulmü yaşayın. Bir gece kapınıza dayanan bir örgüt için, acınızı, korkunuzu anlatacağınız, derdinizi dökeceğiniz idare, "örgüt kapında ne arıyordu" diye, sizi ve ailenizi talan etsin. Evladınızı tutuklasın. Anne evladı görmeye gittiğinde, dili yasak olduğundan ve başka dil bilmediğinden evladı ile konuşamasın. Hayal edelim, evladıyla, sadece bakıştığını ve bildiği tek dili konuşmanın yasak olduğunu!

Hayal edelim, çocuklarına hayat kuramayan anne babaların, bununla da kalmayıp, kendi istekleri dışında, hayatları boyunca, siren, kurşun ve bomba sesleri ile uykularının bölünmesine de engel olamadıklarını.

Yaşayacakları bir damla refahı, göç veya bir iç göçle sağlanabildiklerini hayal edelim. Çevrelerinden, ortamlarından, köklerinden, kurmaya çalıştıkları tüm hayatlarından kaçmak zorunda kalarak, doğduklarında edinmeleri gereken "yaşam haklarını" kazanmaya uğraştıklarını hayal edebilelim mesela.

*

Yukarıdakilerin hiç biri hayal değil. Hatta anlatılabileceklerin çok azı. Bunların hepsi gerçek, onlarca yıl sürmüş. İnsanlık haksızlığa uğramış.

Onlarca yıl, ömürler tükenmiş, tüketilmiş.

Onlarca yıl, kurşun yağmur gibi yağdırılmış.

Şimdi bana birisi çıkıp, "bu yolla, kurşunla bitecek" derse, aklına şaşarım. Dünyada böyle bir yolla alınan tek bir sonuç olmadığını bilerek üstelik.

Biri bana, bu yol demokratik yollar dışında çözülecek derse, aklıma Amerika'nın dozer gibi üzerinden geçtiği Irak'ta terörün n ekadar bittiği gelir.

*

Siyaset ve demokratik yollardan uzaklaşıldıkça, karanığa gömülürüz.

Bu coğrafyada yaşayan kardeşlerimse bu karanlıkta hayat tüketiyor.

Yazık ve yanlış.

Oysa ne basit!

İnsan içine doğruğu coğrafyayı seçemez ve doğduğu anda yaşam onun hakkı!