Müdür Bey'ler

Yayın Tarihi: 14/10/15 08:00
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+

Özellikle cuma günleri, okulun tam çıkış saatine denk gelen İstiklal Marşı okuma seremonisinde, kıpır kıpır yerinde duramayan, bir an önce kendini okuldan eve ve sadece çanta koymak maksatı ile eve atan, ardından sokaklara kavuşan bir nesildenim.

O heyecanı unutmam mümkün değil. Elbette beraberinde hatırladıklarım da var. Mesela marşı Müdür Bey'e beğendiremezsek tekrar tekrar okumak zorunda kalma "zulmü". Ancak, pazartesi günleri de yaşanan bu "zulmün" süresi, hiç bir zaman cuma günlerini geçmezdi. Çünkü pazartesileri bu tekrarlara harcanan süre ilk dersten, cuma günleri harcanan süre ise bizim tatilimizden giderdi.

Ne yalan söyleyim, okul hayatım boyunca ne ben ne de yakın arkadaşlarımın hiç birisi, bu "zulme" yenik düşmedik. İlk okımamız nasılsa sonuna kdar onu değiştirmedik. O zaman orada harcandı ama hiçbir zaman o Müdür Bey'ler tam olarak tatmin olamadı. Etmedik.

Her defasında, o da usandığından mesele tatlıya bağlandı. Yani Müdür Bey beğenmiş gibi yaptı, yüzünü buruşturduğunu görmemize rağmen.

*

Birkaç gün önce bir ilkokulun pazartesi sabahına denk geldim.

37 yıl önceki Müdür Bey'lerden hala varmış. Kavanozda saklanması gereken adamlar bunlar.

Tüm Müdür Bey'lerin böyle olduğunu düşünmüyorum. Ancak; nesillerce çocukları, uykusunun en tatlı yerinde uyandırarak okula götüren ki hala öyle, okulda Müdür Bey'lerin çocukları hizaya sokması için onlara iki filin çiftleşme sesi edası ile bağırmasına terkeden idarenin, bu nesillerde eksiklikler olmamasını beklemesi ütopik.

Dahası, sabahların o kör vakitlerinde çocukların beyin hücrelerinin sağlıklı bir süreç yaşamadıkları da bilimsel bir gerçek.

*

Eğitim sabahlarında, işittiği hakaretler ve sözel şiddet nedeniyle çocuklar başta sevgilerini ve motivasyonlarını kaybediyorlar. Sonra bu Müdür Bey'ler, neslin saygısızlığından bahsediyor.

Bırakın kabul edilir gibi olmadığını, inanılır gibi de değil.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları