Bir dilek tut

İstemekle başlar herşey.

Nasıl ki benzersin isteklerine, istemekle de fidan olursun, yeşermek ve yaşamak üzere.

Yaşadıkça öğreniyor insan, yaşamanın istemelerimizle ilgili olduğunu. İstiyoruz ve yaşıyoruz. Mesele istemediklerimizi yaşamamak aslında. Çünkü gerisi bizim ama istemediklerimiz bizim değil.

Mesele dilediğimiz şeylerin, hayal ettiğimiz şeylerin gerçeğe dönüşmesi, hayal olmaktan çıkması. Bunu yapmanın yolu da yine istemek.

Bir dilek tutun ve tuttuğunuz bu dilek; hayallerinizin teker teker tükenmesi olsun. Elbette gerçekleşmek suretiyle.

*

İstemek, bir arayışın ilk adımı aslında. Kimi zaman sadece arayışın da değil, bekleyişin de kapılarını açan bir anahtar.

Hiçbir şey istemediğinizi düşünsenize. Yaşanmaz olmaktan çıkar hayat.

*

Önce bir istek doğar aklımızda, kalbimizde. Sonra buna doğru yürürüz. İşte biz, sadece istediğimiz şeye benzemekle kalmaz, bu yürüyüşün kendisi de oluruz. Beklentilerimizin, hayallerimizin, dileklerimizin yerine gelmesi için sürdürdüğümüz yolculuk boyunca, bunlar gerçekleşsin diye ne yaparsak, nasıl yaparsak; kişiliğimiz, bizi biz yapan herşeyle birleşir ve bu yolculuğun kendisi olur.

*

İyimserlik, hoşgörü, sabır, kötümser olma, iyi insan olma, kötülük düşünme, sabırsızlık… Yolculukta yanımıza taşıdığımız tüm bu yargılarımız, biziz.

Bu yolculuk tamamlandığında, vardığımız veya varamadığımız hedef, sadece, bizim kim olduğumuzun, başkaları tarafından görülmesini sağlayan süreçtir.

Yoksa elde ettiklerimiz, er ya da geç, bizim olmaktan zaten çıkacaktır. Ömür bitecektir.

*

Şimdi bir hayal kurun, bir dilek tutun, birşey isteyin ve kim olduğunuzu öğrenin.