Kalbimiz hep kırık

Yayın Tarihi: 20/01/16 07:49
okuma süresi: 2 dak.
A- A A+

Olması beklenilen veya olacağı düşünülen şeydir umut. Ama bu kadar sözlüğe bağlı bir basitlikte değil değeri.

Oysa tam tersi, umutsuz olma durumu ise bambaşka bir anlamı taşır.

Birisi hayatı besleyen, yarınları çağıran, diğeri ise insanı bugüne kilitleyen olduğu yerde durduran kavramlar.

Umut ve umutsuzluk kardeşler sanki!

Bazen o kadar birbirlerine benzediklerini düşünüyorum ki.

Kaybettiğin umutlarının birikimi umutsuzluklar olursa, biri diğerinden türüyor sanki.

Kol kola girmiş uçurumlar gibi. Aralarında mesafeler, asırlar ama derinlerde, hep aynı yerdeler gibi…

*

Kırk yaşını devirince anladım ki dünyayı değiştirme enerjim artık 20 yaşımda olduğu kadar değil. Ancak, dünyada nelerin değişmesi gerektiğini de 20 yaşımdakinden çok daha iyi biliyorum. Ülkemde de öyle!

Kendi hayatlarımızın, hatta geleceğimizden tüketilen her türlü haklarımızın; "bir film şeridi gibi" gözümüzün önünden geçişine sadece seyirci kaldığımız zamanla yaşanırken, nelerin artık hiç olmaması gerektiğini ya da nelerin artık olması gerektiğini biliyorum!

Kimi zaman hayallerim kimi zaman ise kalbim kırılarak edindim bu tecrübeyi, üstelik.

Ancak, olup biten tüm olumsuz şeylere karşı, en çok yazarken kendimi aciz hissetmiyorum. En çok yazdıklarımı hayal ederken özgürüm, yazdığımdan bile öte. En önemlisi, yazarak; bu özgürlük satırlarını bu kurtuluş satırlarını okuyanlarla çoğalttığıma inanıyorum, bu satırlara eşlik edenlerle.

Daha mutlu bir gelecek için. Umutlu bir gelecek için.

"Bizim kalbimiz hep kırıktır çocuk. Ama yine de eksik etmeyiz sol cebimizden umudu" dediği gibi Nazım'ın.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları