Çardak Dergisi

Yayın Tarihi: 15/06/16 08:00
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+
"Yâdımda ezelî ve mor bir fecir memleketi gibi kalan doğduğum yeri gözümün önüne getirmek isterim" der Ömer Seyfettin. Tabi nesiller, devletin resmi eğitim politikalarındaki at gözlükleri nedeniyle Ömer Seyfettin'i en çok "Kaşağı" kitabıyla tanır ve zorla okutulan bu kitap yüzünden de tanıdığını sanır. Oysa tanımak eğitim politikasıonın dışında gönüllüce yapılan bir çalışmanın sonucudur.

Ömer Seyfettin bu ifadeleri ile doğduğu yeri, ilk olarak, tan vaktindeki mor hava rengi ile hatırladığını vurgularken, önemli de bir derinlikle karşımızdadır. Balıkesir'de bulunan Gönen'e gidenler bilirler. Sabah Ömer Seyfetti'nin anlattığı gibi baskın morlar içinde doğar. Harika bir görünümdür.

Bunu ancak bir sanatçı betimlerse ve kitlelerle paylaşırsa geleceğe taşırsınız. Yaşanan onca detayı ancak bu şekilde ölümsüzleştiririz. Bugünün arşiv tanımaz devinimine aldırmayın. Yüz yıl sonr abugün de satır satır arşiv olacak ve arşivciler yine sanatçıların ince ruhlarından süzülenlerle geçmişi anlayacaklardır.

*

Çardak Dergisi böyle bir serüvendi. 1 Mayıs 1952'de basılan derginin ilk sayısı "bu dergi, gerçek sanata susayış yolunda vardığımız erginin sembolüdür" ifadeleri ile sunularak, bir hoş sada olarak gelip geçen bir çok ismi aylarca bünyesinde ölümsüzleşmelerine aracı olmuştu.

Dergi'nin yayın kurulu, yayın yönetmenliğini de yapan Özker Yaşın'la birlikte güçlü bir ekipti. Bunlar, Ahmed Muzaffer Gürkan, Hikmet Afif Mapolar, Cevdet Çağdaş ve Hami T. Özsaruhan.

Bozkurt yayınevinde basılmış dergi, dönemin kültür sanat insanlarını bir araya toplarken bir çok değerli eserin de bugünlere ulaşılmasını sağladı. Ülkelerin kültürüne ve sanatına destek olan bireyler, o coğrafyanın gerçek tarihini yazanlardır. Siyasetçiler tarihin görece olmazsa olmazları gibi durabilirler ama esas olanlar kültür sanat insanlarıdır. Kalıcı eser bırakanlar, toplumlara ışık tutanlar sanatçılardır.

Üstelik hiçbir şeyi kirletme ve yoketme riski olmaksızın üretenlerdir onlar!

Bu makale daha derin bir çalışmanın parçası aslında. Ancak bu vesile ile de olsa adı geçen tüm bu kültür insanlarını rahmetle anarken, bir şiirinden alıntı ile Özker Yaşın'ı ve Çardak Dergisi'ne emek verenleri bir kez daha analım.

"Yalnız sakla bu şiirimi sakla,

Ben alıp başımı kaçtığım gün uzaklara.

Sen de hangi ıssız bir köyün öğretmeni

Kış gecelerinin korkunç karanlığında

Rüzgarların uğultusunu sesime benzetip

Hatırladığın zaman beni;

Bu şiiri okursun

Bir gaz lambasının titrek ışığında."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları