İktidarın alanı

Yayın Tarihi: 07/07/16 08:00
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+
1. Dünya Savaşı'nın ardından toplumbilimsel yaklaşımlar ve feslefe, -miras aldığını yeni zamana uyarlayarak dönüştürme ve bu düzeyle geliştirerek- yeniden üretilmeye başlandı. Bu çalışmalar, iki dünya savaşı yaşayan dünyanın öncelikli kaçınılmazıydı. Dönemin felsefecilerini günümüz filozofları olarak isimlendirebiliriz. Çünkü ürettikleri yeni düşüncenin birincil etkileri günümüze yansımış ve yaşadığımız zamanı içine alan epistemolojik temellere dayalı çalışmalardır. Geçmişten geleceğe bakma gayreti ile değil, bizzat çağın etkilerini, çıldırmış ve iki dünya savaşı yaşamış bir gezegenin vardığı sonuçları yaşayarak üretilen felsefelerdir bunlar.

Avrupa Sosyoloji Merkezi'nin kurucusu olan Pierre Bourdieu, bu filozoflardan biridir. II. Dünya Savaşı sonrasının en yaratıcı ve en verimli araştırmacılarından ve günümüz sosyolojisinin temel kuramcılarındandır. Cezayir'de Fransız sömürgeciliğini yakından tanıma fırsatı bulan düşünür bu deneyiminin de etkisiyle, felsefi yaklaşımını sosyolojik ve antropolojik açılımlarla geliştirilmiştir.

Bourdieu, yaşamakta olduğumuz yüzyılın sosyolojisine ve yakın, hatta orta geleceğe de etkisi olacak en sistematik ve en kapsamlı epistemolojik girişimin yaratıcısıdır. Habitus, yeniden üretim ve alan sorununun kapsamını derinleştirdiği çalışmalar, en derin çalışmalarıdır. Epistemolojik konumu doğurgan yapısalcılıktır ve Avrupa kıtası felsefelerinde bu yaklaşımı eleştirel realizmle yakın görmek mümkündür.

O'na göre, bir alan; "bazı iktidar biçimlerine gömülü konumlar arasında tarihsel bağıntılar bütünüdür. Tıpkı manyetik bir alan gibi, nesnel kuvvetlerin yapılanmış bir sistemidir; buraya dahil olan bütün nesnelere dayatabildiği özgül bir ağırlık merkeziyle donanmış, bağıntısal bir konfigürasyondur."

Bourdieu alanı, zamanda bir çatışma ve rekabet mekanı olarak görür ve bu savaş alanı analojisidir. Bu savaşa katılanlar, bu alanda etkili olan özgül sermaye türü, sanatsal alanda kültürel yetke, bilimsel alanda bilimsel yetke, dinsel alanda din adamlarının yetkesi üzerinde tekel kurma ve iktidar alanında farklı yetke biçimleri arasındaki "dönüşüm oranlarına" ve hiyerarşiye karar verme gücünü elde etme amacıyla birbirleriyle rekabet etmektedirler.

Aslında çok anlaşılır bir şey. Alan, ait olanın savunması altında ve sahip olmak isteyenin saldırısı altında olandır. İş, aile, arkadaş çevresi hatta aşk! Tamamı alanlara sahiptir ve asıl olanın, saldırı ve savunma dozunun farkındaolunması ve ayarlanabilmesidir. Dünya savaşları, bir gezegenin bunu başaramamasıdır.

İktidar ile "karşısındaki" (herneyse) arasında yaşanan ilişkileri, alan kavramı derinliğinden algılamak, çözümlemeyi ve üstünlüğü sağlayacaktır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları