Bazen en anlaşılmaz olan, basit olandır

Yayın Tarihi: 24/08/16 08:00
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+
Milyonlarca yıl önce, evren dediğimiz gök boşluğunda bir gaz bulutu belirdi. Sıcak bir gaz bulutu. Bahsettiğim bu bulut, uzun bir süre sonra dünyamız olacak buluttu.

Bu bulut dünya olacak ve biz insan soyu, her şeyi acısıyla tatlısıyla, yaratılmış ya da yarattığımız her şeyi bu buluttan oluşacak dünyada yaşayacağız.

Öykümüz böyle başladı.

Güneşin parlak ışıkları altında renklenen bu sıcak gaz bulutları insan ömrünün milyonlarca katı zamanlarca dönüp durdu. Bu sıcaklığın bulutumuzdaki hidrojen ve oksijen maddelerinin birleşimini göğe uçurduğunu söylüyor bilim adamları. Yaşamımızın gerçekleşmesi için gereken su kalın bir bulut halinde dünyamızı çevrelemiş olmalı. Aksi halde dünya soğuyamazdı. Öylesine kalın bir buluttu ki bu, güneş ışınlarının dünyamıza ulaşmasına engel oluyordu. Bu nedenle dünyamız zifiri karanlıktı, bundan ötürü de soğuması hızlandı. Hızlandı dediysem aldanmayın. Hayal bile edemediğimiz yıllardan bahsediyorum. Soğuma, milyonlarca yıl sürmüştür herhalde. Isı, kaynama derecesinin altına düştüğü zaman, dünyamızı çevreleyen bulut sağanaklar halinde boşanmaya başladı. Böyle olmasaydı suyu nereden bulabilirdik ki?

Bu yağış dünyamızdaki boşlukları sularla doldurdu. İşte size şimdiye varan sularla dolu alanların, yani okyanusların ve denizlerin açıklaması. Yağmurların tuzsuz olduğunu biliyoruz bu arada. Tuz, okyanuslara, uzun jeolojik çağlar boyunca kara parçalarından taşındı. Tuz çok önemlidir. İnsan tohumlarının oluşumu ve yaşaması için tuzlu sular gerekiyordu.

Ve sonra siz maymun deyin ben Adem deyim, dünyada yaşam başladı. O gün bugündür böylesine dönüyoruz. Gelmiş geçmiş ecdadımızla birlikte, hep birlikte.

İnsana kadar her şey çok basitti aslında.

Ne zaman ki insan faktörü ortaya çıktı, işte bugüne geldik! Yıllarca sürdü ama geldik.

Aslında her şey çok basit. Kendi elimizle yaratmadığımız dünyayı hazır bulduk. Üzerine yapmadığımız ve üzerinde yapmadığımız şey kalmadı. Nelerin peşindeyiz bir düşünün.

Sonra kendi hayatlarımızda nelerin peşindeyiz bir de onu düşünün.

Bunları düşündüyseniz, şöyle derin bir nefes alıp içinizde tutun. Vermeyin bu nefesi.

Ne kadar tutarsınız? 2 dakika mı? 3 mü? Ne fark eder? O nefesi veremezseniz ölürsünüz.

Yaşamak bu kadar basit aslında.

Peki ya yaşamaya kattığımız anlam ve anlamsızlıklar? Şimdi bu basitlikte bunu bir daha düşünün! Bir nefesi veremeyerek ölebilecek basit canlılar olarak! Kibirden arınarak!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları