Avrupa kültürünün krizi

Yayın Tarihi: 08/11/16 08:00
okuma süresi: 2 dak.
A- A A+
Eski Yunan'da doğuşundan beri binlerce yıldır insanlık tarihine büyük iyilikler ve başarılar sağlamış baş kültüre ait koskoca bir dönem (Epoque) bugün artık, kendi kapanışının (clôtüre) belirtilerini sergilemekte. İşte yaygınlaşan şiddet, korku, yarından endişe ve her alanda görülen bir genel yetersizlik, böyle bir durumun belirtilerindendir.

Dolayısıyla, bugünün dünyasına artık, kullanmakta olduğumuz dilin -ki bu her zaman Batı metafiziğinin dili olmuştur- kavram sınırları içinde bir anlam verebilmenin olanaksızdır.

Bir dil zaten hiçbir zaman masum ve tarafsız değildir, o her zaman bir mantığın, bir dünyaya bakışın dili olmuştur. Bu düşünceler doğrultusunda, bugün dünyada yaşanan tüm sorunlar en derinliklerinde her şeyden önce "sadece bir ulusal dilin üstünlüğü ile değil bir dil (langue) veya dil-yetisi (langage) kavramının üstünlüğü ile ilgili" olduğunu düşünmemiz mümkündür.

Bu savın en güçlü yorumcusu olan Derrida'nın böyle bir dil sorununu nasıl varlık (L'être) sorusuna, yani, metafizik düşünceye bağladığını ve onu oradan bugünkü bilimlerin üretimleri bağlamında da düşünerek, bu sorunu yeni bir "yazı" kavramına gereksinim olarak gördüğünü ve bu yeni soruya ürettiği yanıtını, böylece gramme veya différance sözcükleri altında betimlediğini biliyoruz.

Sorun, kültürün de tıkanabilir ve sonsuz olmayışıdır. Tıpkı tarihin de bir sonunun olabileceği gibi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları