Nazım'dan 2 hediyeniz var!
Yarım yüzyıldır Türkiye Nazım'ı, o çok sevdiği vatanına kavuşturamadı. Türkiye Nazım'a bu armağanı sunamadı. Oysa Nazım ölümünden yıllar sonra bile, bize iki armağan daha sundu.
Yıllar sonra ilk kez yayımlanan iki şiir, ülkemizde bu satırlarla okuyucu ile buluşuyor. Ortaya yeni çıkan bu iki şiirin serüveni, Ömer Türkoğlu'nun "Küçük Asya'nın Bin Yüzü" isimli kitap için yaptığı Milli Mücadele dönemi yayınlarını taraması sırasında başlamış. Hakimiyet-i Milliye ve Yeni Gün dergilerinde 1921 ve 1922'de yayımlanmış ve yıllar sonra bir sürpriz olarak ortaya çıkmış. Şiirleri ortaya çıkaran Sayın Ömer Türkoğlu ve yayıma koyan Sayın Doğan Hızlan'a teşekkürlerle, Nazım'dan bize, yıllar sonra sunulan ve iki armağan gibi olan şiirleri sizlerle ve tüm sevililer bu özel günde mutlulukla armağan ediyorum.
*
Müşterek Zahmet
Gözlerimiz, şeffaf temiz damlalardır.
Her damlada demire can veren dehanın
Bir küçücük zerresi vardır.
Şeffaf, temiz damlalarıyla gözlerimiz,
Bir umman içinde birleşmeseydi eğer,
Her zerre dağılsa idi başka bir yere,
Dinamolarla durmayanları çiftçileştirerek
Çelik dağları sof bir klak gibi döndüremezdik!
Müşterek zahmetin şamateri yakan,
Çevirir akan istismar ateşini
Şem'asız kibrit gibi söndüremezdik.
Şeffaf, temiz damlalarıyla gözlerimiz,
Bir umman içinde o kadar karıştı ki,
Kaynayan suda buzu nasıl eritirse deniz
İşte biz de birbirimize öyle kaybolduk.
Yükseldi müşterek zahmetin şamateri
Demire can veren dehayı bulduk.
Moskova/Nazım Hikmet
*
Aldığım bir mektup
Dün gece bir mektup aldım, bir felakete dair.
Siyah satırlarında şöyle yazılı:
"Şair, bilmiyoruz nereden başlamalı biz söze
Kara bir hançer gibi zavallı gönlümüze
Saplanan son acıyı sen de duyuyor musun?
Yoksa hülyalarınla hâlâ uyuyor musun?
Boşluklara atılan ruhumuza bu bir sır:
Bilmiyoruz gönüller bu kadar yakın mıdır?
Dileriz derdimizi avutmasın seneler
Bize son vazifeni yapmış olursun eğer
Zavallı gönlümüzde bu derin matemi sen
Rüba Beyin sesiyle ebedileştirirsen...
Ah bir hale düştük ki, duysa kâinat ağlar
Hem bir kardeş kaybettik, hem çok sevgili bir yâr
Biz gurbette ağlarken o da gurbette öldü
Biz gurbete gömüldük, o toprağa gömüldü
Şimdi o uzaklarda, çok uzaklarda bizden
Hayaline ağlayan yorgun gözlerimizden
Yüzü rüyalardaki yüzler gibi kayboldu.
Zaten o bir çiçekti, bir çiçek gibi soldu
Bir bahçeye gitti ki açılmaz çiçekleri
Kahpe felek, kendini bildiği günden beri
Gökler zulümleriyle bu kadar alçalmadı
Artık güzelliklere imanımız kalmadı
Hiçbir ümidimiz yok, hiçbir gayemiz de
Şair, fani neşeyi artık arama bizde
Şimdi biz bir hayale ağlarız için için
Tesellisi olmayan gönüllerimiz için
Sade ona kavuşmak tesellidir diyoruz
Ona kavuşmak için ölümü bekliyoruz.
Nazım Hikmet
(Vehbi ve Nâfi kardeşlerimin acılarına)
*
Nazım'ın bir yarım yüzyıl daha; yaşarken de çektiği vatan toprağı hasretini, artık çekmemesi dileklerimle...
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.