Ruh bedende hapis mi?

Yayın Tarihi: 07/12/16 08:00
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+
Panoptikon; bir hapishane modelinin adıdır. Öte yandan bu yöntemle bir gözlemleme ve gözlemlenme felsefesini de anlamında taşır.

Panoptikon İngiliz düşün insanı Jeremy Bentham tarafından geliştirilmiş bir projedir. Bu proje cezaevini bir halka biçiminde planlıyor. Bu şekilde inşa edilecek binadaki hücrelerin pencereleri içeriye (avluya) bakacak şekilde hesaplanır. Avlunun ise tam ortasına kule yerleştirilir. Kuleden bakanlar hücreleri sürekli olarak görebileceklerdir. Hücredeki mahkumlar ise, kuledekileri tam olarak göremedikleri için, ne zaman gözetlendiklerini, gözetlenip gözetlenmediklerini bilemeyecekler ve her an gözetleniyormuş gibi davranmak zorunda kalacaklardır. Sistem bu. Bu tür bir sistemde mahkumun, gözetlenmenin sürekliliği ile gözetim altında olmayı kabulleneceği düşünülür.

Foucault, hapishanenin tarihini bin dokuz yüz yetmiş beş senesinde yazdı. Avrupa'da 17. yüzyıla kadar hapishane yoktu. Mahkumlar, hastalar hatta deliler bir binaya kapatılıyorlardı. Ardından gelişen olaylarla eylem ve ayaklanma korkusu hapishane ile ilgili ilk fikirlerin ortaya atılmasına neden oldu. O günlerin fikir babası olan iktidar sahipleri, yeni projelerle hem mahkumları ıslah etmeyi hem de kapitalizmin ihtiyaç duyduğu ucuz iş gücünü sağlamayı hedefledi. Ama baskı ve şiddetle bunu başaramadılar. Bunun üzerine 18. yüzyılın sonunda şiddetle çözmek yerine disiplinin, gönüllü olarak benimsetilmesi kavramı üzerine eğildiler. İşte bu noktada Panoptikon ortaya çıktı.

*

"Ruhun, bedenin içinde hapsolduğu düşünülür, oysa modernleşmeyle, vücudun terbiye edildiği bir beden hapishanesi haline gelmiştir" diyor Foucault. İşte bu cümle ile anlayabilmeliyiz aslında, insanların ruhunu teslim etmek yerine, direnmelerini ve hatta bedenlerini feda etmelerini...

Daha çok okuyarak ve anlayarak Foucault ve Bentham'ı.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları