Çünkü, istemekle başlar herşey

Yayın Tarihi: 30/01/17 08:00
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+

Günümüzde kültürel ifadeler; "sözde entelektüel ağızlarda" yozlaşmaktadır. Ne yazık ki kişisel girişimlerimizin üzerine çıkamadığımız çabalarla bunun değişimini sağlayamamak üzücü. Biz varolanı yoketme eğiliminde ve yenisini üretmeme derdindeyiz. Üstelik bilerek. Herkes herşeyi değiştirebileceğini sanıyor.

Oysa bütün devrimler, önce kültürel düzeyde gelişir.

Bunu sağlamak için:

Kültür kavramını; tüm boyutlarıyla algılayarak kültürel gelişimin sağlanması, olması gerektiğine inandığımız noktaya ulaştırılması konusuna yaklaşmamız gerekir. Kültürü tekil anlamlı algılamaktan uzaklaşarak, başta evrensel değerler ve demokratik gelişim temelinde şekillendirmeye çalışmalıyız.

Varlıksal ve tarihsel kültürünü bir çok kavimin med-cezirlerinden edinmiş olmakla birlikte, bu gel-gitlerin kalıcı olabilenleri ülkelerin tamamına yönelik ve o ülkedeki siyasi konjonktürden bağımsız olarak fiiliyata geçirmek gerekmektedir.Bir kültür gelişimine eğilimli olabilecek ve gerçek dünyanın şekillenmesine destek olacak, sonuçlara estetikleri ile bakacak bir nesil yaratmak için eğitim sürecindeki mevcut yarışmacı yapıyı, sanata yakın bir gelişim sağlayacak şekle dönüştürmek gerekmektedir.

Ülkedeki kültür varlıklarının gerçek envanterinin hazırlanması ve halka açılarak görsel olarak algıda kalacak restorasyonlarla sergilenmesi gerekir. Bugüne kadar değer verilmeyen bir çok tarihi ve kültürel esere hayat verilmeli.

He koşulda modern sanatın geliştirilmesi için, çalışma platformları oluşturmak gerekir. Günümüz insanının içsel sorunlarını yine günümüzün verileri ve alternatifleri ile dışa vurabileceği imkanlar sağlanmalıdır.

"Ne olacak bu memleketin hali?" eksenli meyhane masası sohbetleri dışına çıkılabilmesini sağlamak amacıyla; toplumun en çok etkilendiği kitle iletişim araçlarına, demokratik teamüller içerisinde "yozlaştırıcılıktan", "geliştiriciye" dönüşmelerinin sağlanması gerekir.

Ülkedeki, üretimsel kültürün, sanatsal faaliyetlerin toplum karakterine, aidiyetine nüfuz edebilmesi için sergilerin, konserlerin, okuma günlerinin, dergilerin ve benzeri tüm faaliyetlerin artırılması, katılımın ve elbette üretimin teşvik edilmesi kaçınılmazdır. Bireylerin, medya hegemonyasına alternatif olarak zamanlarını daha değerli içeriklerle doldurmalarının sağlanması gerekir.

Düşünen, üreten, tartışan, değişime ortak olan, sağduyuyu sadece doğruyu yanlıştan ayırmakta değil, deneyimsel olarak eleştiri tabanlı yenilenmeleri iste olarak algılayan bir toplum olmayı istemek gerekiyor.

Çünkü, istemekle başlıyor herşey.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları