Allah'a inanır mısınız?

İnsan hayatından daha önemli değil hiçbir şey. Toprak, para, ideoloji, demokrasi, siyaset... Bunların hepsi insan içindir. Onu yok etmek için değil. Dinler de öyle. Sadece zor anlarda değil, anları yaratanın değerini bilerek inanmak huzurdur bir bakıma.

Koşulsuz ve karşılıksız bir limanın sakinlik içindeki koruması gibi gemileri. Oraya varmak anlamlıdır.

İnanmak güzeldir. Karagöz ve Hacivat'ın efsanevi inanç hikayesi gibi. Bir yerden başlamak lazım. Başlamak ve anlayarak, inceleyerek, derinliğinin tadına vararak inanmak lazım. O bildik, yüzeysel eleştiriler ya da "ideolojik" nedenlerle uzak durmak veya inanmış gibi görünen hokkabazlara bakarak değerlendirmek değil mesele. Bu anlamamanın yarattığı bir anlamsızlık.

Hatta marifet değil.

Ancak bu başlık, inançlarınızı sorgulamaktan çok Allah'ın zaman zaman kendisini gösterdiği günlere vurgu yapmak için kullanıldı aslında.

Tüm yaratılana inanırım ve onu yaratana da. Bu nedenle benim cevabım 'evet'tir. Ben inanırım. Bundan da mutluluk duymaktayım. İşte tam da bu nedenle Allah'ın zaman zaman ince mesajlarını bizlere türlü şekillerde ulaştırdığını düşünürüm.

*

Yusuf Aslan, Hüseyin İnan ve Deniz Gezmiş'in avukatı Halit Çelenk, Deniz'in ölüm yıl dönümünden bir gün önce, 89 yaşında yaşama veda etmişti. Vasiyeti üzerine Denizlerin yakınına gömüldü. Denizlerin ölüm yıl dönümünde, onları anma töreni ile değil bu kez Denizlerle ortak bir diyara yolculuğuyla hatıra yarattı. Cenazesi ile anma alanındaydı. Oraya defnedildi.

Allah'ın ince bir mesajı gibi.

*

Benim doğduğum yıl öldü Denizler.

Yıllarca biz Deniz'i ve arkadaşlarını Halit Çelenk'in tarihe düştüğü notlardan anladık. Veda mektubunu yazarken hissettiklerini, son sigarasını içerken düşündüklerini, idama giderken söylediklerini, son selamını, Halit Çelenk'ten duyduk.

*

Ben doğdum büyüdüm. Deniz ben doğduğumda ölmüştü, büyüyemedi.

Genç bir fidanken koparıldı. Demokrasinin düşmanlarınca, adına ihtilal denen "devlet terörü" ile koparıldılar. Halkın ne istediğine bakılmaksızın, hakiki demokrasinin halk kararları olduğuna saygı duyulmaksızın koparıldılar. Halktan korkanlar, devletin silahları ile önce yönetime, sonra devlete ve en sonunda halkın tüm iradesine el koyarak kopardılar.

Deniz hala aynı yaşta, tıpkı Yusuf Aslan, Hüseyin İnan ve sözde demokrasinin sözde hukukunda katledilen birçok isim gibi...

Onlarla aynı yıl doğdum ama şimdi ben onların iki kat yaşındayım. Şiirdeki gibi çünkü… "...büyümez ölü çocuklar..."

Ama ölmesinler!