Cahillik, kör bir karanlık!

İnsanlar her gelişimi, oluşan kültürün üzerine inşa ederler.

Biz bunu başaramadık. Birçok konuda Batılılaşamama nedenimiz de budur.

Estetik, çevre, basit şekilde düzelebilecek her şey, oluşmamış kültürün noksanlığından olmuyor.

Molehiya yiyip, folklor dansı ile ya da eko gün yapıp pekmez satarak olmuyor bu işler.

Kültür aydınların önderliğinde, politikalarla gelişir.

Bizde aydınlar da ayrı cumhuriyet!

Bu yazıyı fark edeceğiniz gibi, sabah sabah bir gerginlikle yazıyorum.

Lütfen bu yazının tarzını, çektiğim egzoz dumanına verin.

*

Eğer bu yazdığım bir mektup olsaydı ve zarflayıp "benim dönemimdeki gibi" kokulu kokulu mesela Ulaştırma Bakanı'na ya da gelmiş geçmiş tüm Ulaştırma Bakanlarına ya da otobüslerin yolda olmalarını ilgilendiren her yöneticiye, belki polise belki şuna buna gönderecek olsaydım, egzoz kokusunu seçerdim. Sabah maceralarından dolayı.

*

Yahu kardeşim, biz bu ülkede hiçbir şey mi başaramayacağız? Biz bu ülkede en basit şeyleri bile mi hiç çözemeyeceğiz?

Mesela şehir içi otobüsler. Emisyon ölçümü denen egzoz dumanını ölçen bir denetim var mı yok mu? Yoksa benim arabama niye var? Varsa, şehir içi otobüsleri neden kömürle çalışır gibi dumanlarla ilerlerler?

Soru çok?

Aynı otobüsler neden yüz metre içerisinde, 7-8 defa durup yolcu alır indirir? Durakları yok mu bunların? Bunları düzenleyen yasalar yok mu?

Kültür yok onu biliyorum!

Ama denetleyen de mi yok!

Ben bu soruların yanıtlarını alacağıma inanmıyorum.

Bu işlerin, kültür gelişmedikçe düzeleceğine de öyle.

Ama inandığım bir şey var ki, okuma yazma oranı, okur yazar miktarı gibi istatistikler bizleri kurtarmıyor. Cahillik denen o kör karanlığın içinden bizi çekip çıkarmıyor.