Romantikler

Yayın Tarihi: 27/11/17 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

(…)Bir akım dününün ki bir yanıyla mücadele ve başkaldırının simgesi, diğer yanıyla yaratma özgürlüğü ile beslenen estetik içersin.

Romantizm, Klasik Edebiyat akımına tepki olarak 18. yüzyılın sonlarında doğan ve ünlü Fransız yazarı Victor Hugo'yla birlikte büyük ün kazanan, insanın yaratma özgürlüğü önündeki her şeye karşı duran bir akım olarak karşımıza çıkar. "En iyi kural, kuralsızlıktır" savını geliştirmiş olan akım, insanın duygularını, düş gücünü hayata geçirmesini ve insanı düzeltmenin toplumu düzeltmekle olabileceğini savunurlar.

Önce ön-romantizm dönemi denilen gelişmeler yaşanırken, bu gelişmelerin en önemlisi, halkın beğenisinin Klasik Edebiyat Akımı'nın görkemli, katı, soylu, idealize edilmiş ve yüce anlatım biçiminden, daha yalın, içten ve doğal anlatım biçimlerine kaymış olmasıydı. Romantizm, Klasik Edebiyat Akımı'nın düzenlilik, uyumluluk, dengelilik, akılcılık ve idealleştirme gibi özelliklerine bir başkaldırı niteliğindedir. Romantizm, doğduğu çağın akılcılığı ve maddeciliğine tepki olarak bireye, öznelliğe, akıl dışılığa, düş gücüne, kişiselliğe, kendiliğindenciliğe ve aşkınlığa, yani sınırları zorlayıp geçmeye önem verir. Tarihsel olarak bu dönemde gelişen orta soylu sınıfın, yani burjuvazinin duygu, düşünce ve yaşam tarzını ön plana çıkarır.

Romantizm akımı değişik ülkelerde değişik biçimlerde ortaya çıkan bir akım. İngiliz edebiyatında daha çok şiirde kendini gösterirken, İngiliz şiirinde kalın bir çizgide kendini gösteren romantizmin bu çizgideki ilk ismi William Wordsworth olarak kabul edilebilir. Ayrıca Samuel Taylor Coleridge, Percy Bysshe Shelley ve John Keats gibi isimlerle bu listeyi zenginleştirmem mümkün. Çizginin en kalın yerine ise Lord Byron'u koymak lazım.

Romantizm Alman edebiyatında 18. yüzyılın ikinci yarısında "coşkuculuk" hareketiyle birlikte gelişirken öncülüğünü Klopstock ve Herder yapmış. Ancak, Alman edebiyatında romantizme giden kapıyı dünya edebiyatının tartışmasız en büyük isimlerinden biri olan Johann Wofgang Goethe açmıştır. "Genç Werther'in Acıları" romanında Goethe döneminin acılarını duygusal bir dille anlatarak bir çağa adım atılmasını sağlamıştı. Goethe'nin açtığı yoldan ilerleyen Friedrich von Schiller ise yapıtlarında özgürlük, isyan, doğa, ihtilal gibi romantiklerin yaslandığı temel kavramları yadsımadan, tarih olgusunu zenginleştirmiş bir yazar. Romantizmin Alman şiirindeki öncüsü ise Heinrich Heine'dir diyebilirim.

Romantizm doğduğu topraklarda yani Fransız edebiyatında daha yaygın bir özellik gösterir. Fransızların dünya edebiyatına kazandırdığı ve bu akımın öncülerinden olan Victor Hugo'dan başka; Benjamin Constant, Alphonse de Lamartine, Alfred de Vigny, Alfred de Mussed ve Theophile Gautier de bu listede yer alır.

İtalyan edebiyatında romantizm akımı içinde anılması gereken isimler; Alessandro Manzonil ve Giacomo Leopardi'dir. Rus edebiyatında ise Byron ve Schiller'den etkilenen Aleksandr Puşkin, Rus toplumunun renkliliğinden de yararlanarak bu akımı zenginleştirmiştir.

Romantizm Türk edebiyatı üzerinde de etkili olmuş, özellikle Tanzimat Dönemi yazarları bu akımı çağrıştıran eserler vermiştir. Victor Hugo'dan etkilenen Namık Kemal bu dönemin en etkili yazarlarındandır.

*

İnsanın yaratma özgürlüğü önündeki her şeye karşı duran bir akım olarak Romantizm, aynı zamanda klasik olana, düşünsel özgürlüğe gem vuracak kadar sınırlandırıcı ve zümrelerce sahiplenilmiş olan da bir başkaldırıydı.

Bir akım dününün ki bir yanıyla mücadele ve başkaldırının simgesi, diğer yanıyla yaratma özgürlüğü ile beslenen estetik içersin.

Tarihteki en görkemli başkaldırının adı olarak anmamız mümkün, Romantizmi.

Keşke tüm başkaldırılarımız bu denli içimize işleyen akımlar doğurabilse yeniden. Düşmanlık ve nefret tohumlarıyla sonuçlanacağına.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları