Başka bahara

Türkiye'de sular duruluyor ve KKTC'de birtakım çevreler "yine olmadı" diyerek, Ak Parti Hükümeti'nin devrilmediğini görerek hayallerini bir sonraki bahara bıraktı gibi görünüyor.

"Cemaat desteğini çekti, Ak Parti çöker" diyenler, ki bir noktada ben dahi böyle düşünmüştüm, gördüler, hatta gördük ki, öyle değilmiş.

Cemaat Ak Parti'nde istifa ettire ettire 4 tane milletvekili istifa ettirdi. İlki Hakan Şükür diğerleri de adını duymadığımız birkaç isim. Ertuğrul Günay zaten Twitter üzerinde yazdıkları yüzünden partiden gidişi önceden belliydi.

Şimdi bizde olsa üç milletvekilinin partisinde istifa etmesi hükümeti düşürür.

Ama Türkiye'de 550 milletvekili içerisinde 3-4 vekilin istifa etmesi hiçbir şeyi değiştirmez.

Hatta Anadolu'dan milletvekilliği kazanıp mazbata almak üzere karayolu ile Ankara'ya gitmeye çalışan birkaç milletvekili o gün yollarda trafik kazalarına kurban gittiğini bile biliyoruz.

Gezi Olayları, sonrasında 17 Aralık Operasyonu. Yine bir şey olmadı.

Hatta bir dostum Ak Parti'nin geçtiğimiz günlerde Sakarya'da yaptığı mitingi anlattı, dediğine göre tarih böyle kalabalık bir miting yazmamış.

Zaten Erdoğan kavgasının kiminle olduğunu aleni bir şekilde söylemeye başladı.

Kavga büyük patronla. Dünyanın patronuyla. Cemaat, Hoca Efendi falan işin ucunun ucu.

Bu gibi kavgalar Türk kamuoyunu tetikler. Eğer bir Türk ABD'ye kafa tutarsa, kamuoyunun desteğini alır. Ha bu destek sonrasında dünya polisi ile bir uzlaşıya gitmezse işi zor ama, seçimlerde bir sıkıntısı olmaz.

Sanırım Erdoğan, bu krizi de son derece iyi yönetti. Yönetmeye de devam ediyor.

Artık operasyon açığa çıktığı için tedbir almak daha kolay onlar için.

Yani anlayacağınız AK Parti'ye karşı Gezi ve 17 Aralık'tan sonra yeni bir şey üretmesi gerekecek demokratik yollarla onları oradan şökemeyeceklerini anlayanlar.