Kurultay bağımlılığı

Demokrat Parti Ulusal Güçler Kurultayı da bitti.

Halk ne ile uğraşacak? Neyi konulacak? Neyi bekleyecek?

Ulusal Birlik Partisi Kurultaylarını yaşadık hep birlikte.

Bir yıl yakın onunla uğraştık milletçe.

Mahkemeye düştü hepimiz UBP tüzüğünü ezberleyip, hukukçu kesildik. UBP'li olmayanlar dahi taraf oldu. Konuştu tartıştı kavga edip küsenler bile oldu.

Ondan sonra Toplumcu Demokrasi Partisi Kurultayı.

Başkan gitti Genel Sekreter Başkan oldu.

Sonra Cumhuriyetçi Türk Partisi Kurultayı.

Yoksa CTP TDP'ninkinden önce miydi?

Ne bileyim.

O kadar çok ve sık oldular ki. Kafa karıştı. Ondan da Başkana karşı Genel Sekreter aday oldu kazanamadı ama çok konuştuk çok yazdık. Halka da epey bir oyalandı.

Şimdi ne olacak? Görünürde bir kurultay yok.

Ne konuşacağız ne yazacağız?

Siyaset neyi bekleyecek?

O kadar çok alıştık ki kurultaylara

İlk önce bir UBP kurultayı göreceğiz sanırım.

Ama ona da çok var.

Ufukta herhangi bir kurultayın olmayışı ile sudan çıkmış balığa döneceğiz bir süre.

Belediye seçimleri gelecek gündeme cuk diye oturacak önümüzdeki günlerde ama kurultaylar gibi değil.

Lokma Şamişi satılan, mangalların yandığı trafiğin Pazar günü alt üst olduğu görkemli kurultay yok önümüzde.

Tam bir bağımlı gibi olduk.

Kurultay bağımlısı.

Hatta içimizde o kadar bağımlı olanlar var ki iki ayrı partinin kurultaylarına delege olarak katılıp oy veren insanlar var.

Yani hem bir partinin başkanını seçerken, sonra da gidip diğer bir partininki için oy kullananlar var.

Bu bağımlılık değil de nedir?

Bu kurultaysız yapamama hastalığıdır.

Medya da aynı hastalıktan mustarip, halk da, siyasetçiler de.

Allah ıslah etsin.