Neden KKTC'de denize girmiyorum

Yayın Tarihi: 31/07/14 07:00
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+

Birkaç yıldır denize ayağımı sokmuyorum.

En son ne zaman denize girdiğimi bile hatırlamıyordum. Çok da umurumda değildi doğrusu. Eğer bir şeyi yapmaktan vazgeçmişsem bir nedeni vardır diyerek çok da irdelemiyordum.

Ama eşim Benan irdeliyor. Hatta baskıya varan yaklaşımı ile neden denize gitmiyoruz diyerek söylenmeye başladı.

Hafızamı zorlayıp neden denize gitmekten vazgeçtiğimi hatırlayıp uygun bir bahane ile bu işten sıvışmaya çalışırken baskı artmaya başladı.

"Benim mayom yok ki" dedim dolaptan iki tane çıkardı. "Çok sıcak" dedim, saatini gösterdi. Saat 15,00'ti, "Gidene kadar 16,00 olur. En uygun saat dilimi" dedi.

Biraz mırın kırın ettim ama neden denize gitmekten vazgeçtiğimi hatırlayamadığım için ise kaçamadım.

Benan baskısıyla Bayramın ikinci Günü Girne sahillerindeki bir plajın yolunu tuttuk.

Girişteki adama "yer var mı?" diye sordum, "kaç kişisiniz diye yanıt verdi. Ben ona göre yer olup olmadığını söyleyecek, şezlong sayısını bilgisayardan bakıp bize yer olup olmadığını söyleyecek sandım saflıkla.

"Dört kişiyiz" deyince, yer olup olmadığı ile ilgili bilgiyi beklerken, "32 lira" diye bir yanıt geldi.

Ödedik.

"Herhalde yer var ki adam paramızı alıyor" diye aklımdan geçirdim.

Önce park yeri sorunu ile karşılaştık. Park edecek yer yok. Yer olmadığı gibi park edenler de öyle bir park etmiş gibi, başkasının park etmesini bırak bir yana alana girip de çıkması mümkün değil. Güç bela abuk subuk bir yer bulup bir de arabayı bıraktık.

Plaja indik. Karınca gibi.

Plajdaki görevlilere dört kişi olduğumuzu söylediğimde, karşılaştığım yüz ifadesi görecektiniz.

"Bana ne kardeşim. İstersen yalnız ol. Yer falan yok" der gibi alayvari bir şekilde gülümsedi.

Bir süre ne yapacağımızı şaşırmış vaziyette kumsalda ayakta ellerimizde havlular çantalar, çocukların kollukları, falan bekleştik.

Sonra arkamızda birileri halimize acıyıp, zaten kalkacaklarını ifade ederek şezlonglarını bize devrettiler. Hava parası isteseler o anda sayacaktım avuçları diledikleri miktarda parayı.

Neyse çocuklar biraz denize girdi. Biz de biraz batıp çıktık sonra şezlonga uzandık. Bir yanımda eşim, diğer yanımda ise birkaç tane Bomonti birası içen adam. Adamın birinin omuzları benimkilere değiyordu.

Yavaş yavaş hafızam yerine geldi ve neden KKTC'de denize girmeyi bıraktığımı hatırladım.

Birkaç yıl sonra şahsımla ilgili açtığım deniz sezonunu, çocuklar heveslerini alıncaya ve 5 TL tanesi birkaç şişe meyve suyu tüketinceye kadar geçen makul süreyi bekleyip, deniz sezonu yeniden kapattım.

Bu yazıyı da neden KKTC'de denize girmediğimi hatırlamak ve yine aynı oyuna gelmemek için yazıyorum...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları