Kadın Cumhurbaşkanı değil, Cumhurbaşkanı...

Görünen o ki Cumhurbaşkanı adaylarımızdan Sibel Siber kadın olma kartını kullanmaya başladı.

Bizimki dahil tüm gazetelerin arka kapaklarına döşenen güzel ilanın verdiği mesaj, KKTC'nin dördüncü Cumhurbaşkanı'nın bir kadın olması gerektiği üzerine bina ediliyor.

Siyasal iletişim ilminden anlamayan birisi olsam, "memleketin yarısı kadın. Dolayısıyla kadınların oyunu alırsam bu işi bitiririm" mantığından yürür aynını yapardım ben de.

Ancak Allah kahretsin ki bu işten biraz anlıyorum. Görünen o ki Sibel Hanım'ın iletişim kampanyasını yürüten fikir insanlarından biraz daha fazla.

Kadın olmak tabi ki önemlidir ve de güzeldir. En azından bizim gibi Ortadoğu ile Batı arasında sıkışmış olan toplumlarda bir farklılık, hatta ayrıcalıktır ancak bunun bir propaganda malzemesi olarak kullanılması, genellikle ters teper.

Kadınlar kendilerini aptal yerine konmuş hissetmese de pozitif ayrımcılığa maruz kaldıklarını düşündüklerinde de kadın olmanın bir zafiyet olduğunu, korunması gereken zayıf bir cins muamelesine ihtiyaç duyduklarının düşünüldüğünü hissederler ki bu çok tehlikeli bir oyundur.

Drew Gilpin Faust adında bir kadın var.

Kadın işte. Ama bu kadın dünyanın en prestijli ve en önemli üniversitesi sayılan Harvard'ın rektörüdür.

Bir de önemli bir açıklaması var bu 372 yıllık üniversitenin ilk kadın rektörünün ki bana göre önemli ve Sibel Siber'in kampanya ekibinin hatasını tam da anlatıyor.

"Ben Harvard Üniversitesi'nin Kadın Rektörü değilim. Harvard'ın Rektörüyüm"

Sibel Hanım'ın ekibi, şöyle bir ilan hazırlasalardı. Ya da bana sorsalardı, aynen Faust gibi, son derece güzel çekilmiş fotoğrafının altına, "Ben KKTC'nin ilk kadın Cumhurbaşkanı olmayı değil, KKTC'nin Cumhurbaşkanı olmak için desteğinizi istiyorum" anlamına gelen bir şey yazdırırdım ve zaten vermek istenen mesajı gizli bir şekilde verdirir ve oy deposu olarak görülen kadınların gururu okşanarak, kadınlık onurlarını çiğnemeden destek isterdim.

Şimdi CTP'li arkadaşlar yine bana kızacak, yine bana darılacaklar.
Kızmasınlar darılmasınalar. Daha propaganda süresi çok. Böyle hatalara düşüp, Sibel Hanım'ı da zora sokmasınlar diye yazdım. Dostça...