Akıncı'nın BKP diyeti; Siyasi Partiler Yasası

Mecliste kurulan Ad Hoc Komite'nin uzun çalışmaları sonucunda hazırlanan ve komiteden oybirliği ile geçip daha sonra Genel Kurul'da oybirliği ile kabul edilip Cumhurbaşkanlığı'na gönderilen Siyasal Partiler Yasası, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı tarafından Meclis'e geri gönderildi.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın yasayı meclise geri göndermesinin tek nedeninin Birleşik Kıbrıs Partisi'nin alması öngörülen devlet katkısının zamanlaması olduğu öğrenildi.

Yeni Siyasi Partiler Yasası'na göre ülke barajı olan %5'i aşamayan ancak %3 üzerinde oy alan siyasi partilerin 1 adet milletvekili çıkarmış gibi devlet katkısı alması öngörülmüştü.

Cumhurbaşkanı Akıncı yasayı Meclise geri göndermesinin ardındaki talebin, sözü edilen kritere uyan BKP'nin yasada öngörüldüğü gibi önümüzdeki seçimden sonra değil de yasa yürürlüğe girer girmez katkıyı almasına olanak tanıyacak değişikliğin yapılması olduğu öğrenildi.

Hem komiteden, hem de Genel Kurul'dan oy birliği ile geçen Siyasi Partiler Yasası gibi önemli bir yasanın Birleşik Kıbrıs Partisi'nin yasada öngörülen mali katkıyı ilk seçimlerden sonra değil de hemen alması talebiyle Cumhurbaşkanlığı'ndan geri gönderilmesini "Akıncı'nın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde BKP'den aldığı desteğin diyeti" olarak yorumlanırken, özellikle hükümet kurulma süreci içerisinde yasanın yürürlüğe girmesinin farklı sakıncaları da bulunuyor.

Düşünün Siyasi Partiler Yasası'nın değiştirilmesinin asıl nedeni neydi?

Milletvekili transferlerini önlemek tabi ki.

Yeni yasaya göre Milletvekili partisinden istifa ederse başka bir partiye katılamaz ancak bağımsız olarak kalabilirdi. Bakan olamaz vs. vs.

Şimdi CTP hükümet kurarken – pek ihtimal vermesem de- UBP'yi tercih ederse, Demokrat Parti içerisindeki UBP kökenli Milletvekillerinde örneğin Hasan Taçoy, Özdemir Berova ya da Menteş Gündüz istifa edip Ulusal Birlik Partisi'ne geçebilirler. Ancak Akıncı bu yasayı imzalamış olsa ve Resmi Gazetede yayınlanıp yürürlüğe girmiş olsa bu mümkün olmayacaktı. Bu üç vekil ya yerlerinde kalacak ve seçildikleri partide siyasetlerine devam edecek, ya da bağımsız olup onun dezavantajlarını yaşayacaklardı.

Bu durum DP Genel Başkanı Serdar Denktaş'ın elini hükümet pazarlıkları içerisinde ne derce zayıflatır bilmem ama Komite'nin ve Meclis Genel Kurulu'nun oybirliği ile kabul edip yasalaştırdığı Seçim ve halkoylaması yasası, seçimlerde kendisine destek veren bir partinin devlet katkısını sonra değil de hemen alabilmesi için siyasetin daha ahlaklı ve daha temiz yapılmasının önünü açacak enstrümanlardan birini berhava etmesi Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'ya ve onun seçim meydanlarında söyledikleri ile uyuşmadı.

İzzet İzcan yakın dostumdur ve de çok severim. Umarım o da üç beş kuruş için böylesine önemli bir yasanın bu ortamda tatil sonrasına kalmasına gönlü razı gelip desteklediği Akıncı'ya bu yönde baskı yapmamıştır.