KKTC adlı kayık...

Yayın Tarihi: 07/09/15 08:40
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Gazeteci Metin Münir'e kızdıklarını gözlemliyorum.

Sosyal Medya üzerinde tecrübeli gazeteciyi linç girişimleri devam ediyor.

Bu ülkede doğru söyleyenleri kovmazlar sadece önce en kalınından bir sopa ile döverler, sonra hakaret ederler, en sonunda da kovarlar.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde doğruyu söylemeyeceksin.

Hele hele, bütün cesaretini toplayıp söylemeye karar verdiğin doğrular, birilerini kötü gösteriyorsa, ya da menfaatine dokunuyorsa yandığının resmidir.

Ne demiş Metin Münir; "Eğer ada birleşirse kısa sürede Türk ekonomisinin büyük bir bölümü Rum işadamlarına yem olacak"

Ben birkaç zamandır bunu söylüyorum.

Kendim uydurmadım bir akademisyen dostum söyledi ben de fikri benimseyip tekrar ediyorum sağda solda.

Diyor ki, "Bunca zamandır Rum müzakere heyetinde akıllı bir adam olsa. Kıbrıs Türk tarafının her istediğini kabul eder. Hatta toprak mülkiyet konularında da sorun çıkarmaz. Yönetim ve Güç paylaşımı konularında Kıbrıslı Türklerin kendilerini eşit hissedeceği tavizleri bol bol verirdi. Anlaşma olduğu günden itibaren zaten hepimiz Kıbrıslı Rumların yanında maaşlı olarak ya memur ya da işçi olarak çalışmaya başlar. Kısa bir süre sonra ekonomi onların eline geçer, bir süre sonra da mülkiyetin çoğunluğunu yavaş yavaş satın alırlar. Yanlarında personel olmaktan öte, evlerinde kiracı konumuna düşeriz"

Aslında Metin Münir'in söyledikleri ile aynı şeyleri söylüyor.

Zaten ülkemizdeki sevigisizlik, çekememezlik ve de eskilerin ifadesiyle nemelazımcılık, bizi yavaş yavaş yok etmektedir. Ancak kapalı bir toplum olmanın verdiği korumacılık ortamı nedeniyle şimdilik herhangi bir yerden bir ele geçirme operasyonuna maruz kalmadık. Ama yavaş yavaş eridiğimiz ve yok olduğumuz vakadır.

Eskiden gençler yurtdışına göç ederdi. Kararını verir biletini alır ve şansını denemeye giderdi. Onların yerine de Türkiye'den vatandaşlar gelir Kıbrıs'a yerleşirdi.

Şimdi durum biraz değişti. Türkiye'den gelen işçiler artık gelmiyor. Burada olanlar eğer aile bağları oluşmamış ve temel atmamışlarsa gerisin geriye dönüyorlar. Aynı şekilde Kıbrıslı Türk gençler ilk önce eğitim için yurtdışına gidiyor, sonra geri gelmeyerek göç etmiş oluyorlar.

Neden mi? Çok basit.

KKTC'nin bir yaşam kapasitesi var.

Memur sayısı ve iş dünyasındaki 50 büyük işletmenin toplamı kadar.

Bu yapıların haricinde kalanlar, yan memur olmayan ile o büyük 50 şirketin sahipleri arasında bulunmayanlar bu ülkede yaşar ama daha iyi bir fırsat buldu mu, derhal bavulunu toplayabilecek durumdadır.

Hal böyle iken, KKT adlı kayığın bir yerden su aldığını kabullenmek ve elbirliği ile kayığa giren sudan daha fazla suyu tahliye edip batmaktan kurtarmak yerine, kayığın nereden su aldığını gözümüze sokmaya çalışanları dövmeye çalışıyoruz.

Batmak mı? Çözüm olur ya da olmaz, kesindir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları