Gereği yapıldı. Artık okula gidebilirsiniz

Şehit Ertuğrul İlkokulu'nda okulun ilk günü minik öğrencilerin gözyaşları hepimizin yüreğine dokundu. Bu konuda tepki verdik hep birlikte.

Öğretmenlere, sendikaya, hatta bir öğretmen olan ve devletin otoritesini temsil eden Milli Eğitim Bakanı Kemal Dürüst'e de yüklendik.

"Bu sorunu çözün ve bu çocuklar eğitim alsın" çağrısı yaptık.

Bu çağrı sadece biz Kıbrıs Postası yazarlarından gelmedi.

Diğer meslektaşlarımız da bu çağrıyı sanki sözleşmişiz gibi köşelerine manşetlerine taşıdı.

Yeni hükümet ilk kez önemli bir krizi doğru yönetti, Eğitim Bakanı'na sınırsız destek verdi ve arkasında durdu. Popülist bir yaklaşım içerisine girmedi ve Başbakan Ömer Kalyoncu'nun aracılığı ile "Bakan yetkilidir. Gereğini yapacak ve biz hükümet olarak arkasında duracağız" anlamına gelen bir açıklama da yaptı.

Bakan zaten ne yapması gerektiğini biliyordu.

İstediği mensubu olduğu hükümetin bu konuda arkasında durması ve ona güvenmesi idi.

O güveni alınca da gereğini yaptı.

Sorunlu Müdürü, Müdür Muavinini ve ilk gün çocukları gözyaşlarına boğan o 14 öğretmenin 7'sinin görev yerleri değiştirildi.

Bakan bugün sabah itibarıyla kararın yürürlükte olacağını ve öğrencilerin gönül rahatlığı ile okullarına gidebileceklerini söyledi.

Buradan ben şahsen Bakan Kemal Dürüst'te teşekkür etmek isterim.

Devletin otoritesini, devletin maaşlı öğretmenlerine hissettirdiği için teşekkür ederim.

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası'nın da bu karara tepki göstermemesini ümit ederken de peşinen teşekkür ediyorum.

Buna reaksiyon gösterir de başka sorunlara neden olursa o zaman sorunun müsebbibinin kim olduğunu da net anlayacağız.

Müdür, Müdür Muavini ve 7 öğretmenin yer değiştirmesi ile ilgili KTÖS eylem kararı almayacağını düşünürüm.

Aklın yolu bunu gerektirir.

Neticede müdür gitti. Muavin de gitti.

Sendikanın istediği olmuş oldu.

Ancak diğer öğretmenler konusunda tepki gösterilirse, çözülen sorunun yerine yeni bir sorunumuz olur.

Bakan Kemal Dürüst bu kararlılıkla, devletin kendisine verdiği yetki ve Anayasanın eğitim hakkı bağlamında verdiği vazife ile sanırım bunun da üstesinden gelir ama sorun çıkmasa daha iyi olur.

Öğretmen öğretmenliğini yapsın, devlet de devlet olsun.

Herkes yerini ve vazifesini bilsin.

Bizde mutlu, öğretmenler de mutlu,

hepsinden önemlisi çocuklar mutlu.