Suyun suyu çıkmak üzere

BESKİ'nin basın toplantısına gittim dün. Sevgili Ahmet Benli bizzat davet etmesinin yanı sıra bu su konusunda belki aklı selim sahibi bir değerlendirme dinlerim diye gittim.

Aklı selim sahibi bir değerlendirme dinledim mi? Evet dinledim.

Peki günümüzde tartışılan ve bu tartışma zamanı artık daralan "Suyun kimler tarafından nasıl yönetileceği" konusu ile ilgili aklı selim sahibi bir değerlendirme dinledim mi?

Hiç de değil.

Sevgili Ahmet Benli BESKİ'nin resmen kurulduğunu ve halk iradesini temsil etmesi nedeniyle herhangi bir ihale yarışına girmeyeceğini ve gelecek suyu BESKi'nin yöneteceğini üstüne basa basa ve tekrar ede ede anlattı.

Anlattıkları arasında yapılan ve birçok hükümetin imza koyduğu üstüne üstlük meclislerce onaylanan çerçeve anlaşmasına göre BESKi gibi bir yapının bu çerçeveden dışlanmadığını anlattı.

Ortada bir hukuki bir argüman olduğunu ve hukukun su yönetiminin belediyelere verilmesini emrettiğini de ifade etti.

Benim bu toplantıdan anlamadığım birkaç husus oldu soru sormama rağmen de aldığım yanıtlar tatmin etmedi.

İki baraj inşası, deniz altından boruların döşenmesi ve KKTC'nin her yanının hendekler kazılarak isale hattı döşenmesine yetecek kadar süredir geleceği belli olan bu su ile ilgili tartışmaların halen bir noktaya bağlanmamış olması canımı sıkıyor doğrusu. Su geldi biz hala konuşmaktan öteye geçemedik çünkü.

Bu basın toplantısının hemen akabinde akabinde Türkiye Orman ve Su İşleri Bakanı ve bu projenin mimarı Veysel Eroğlu bir açıklama yaptı ve "Patron konuştu herkes sussun" etkisi yaratacak şekilde, "Biz tesisin özel bir şirket tarafından işletilmesi taraftarıyız. Mühendisleri de eğitiyoruz" dedi.

BESKİ biz belediyeler olarak halkın iradesini temsil ederek kamu adına bunu yürüteceğiz derken, Veysel Eroğlu Türkiye kanadının epeydir devam eden suskunluğunu bozdu ve "hayır özel bir şirket yönetecek" anlamına gelen bir açıklama yaptı.

Tabii bu açıklama BESKi basın toplantısını gölgede bırakmasa da nötrleştiren bir açıklama oldu.

Akşam saatlerine kadar bizim hükümetten ses çıkmadı ancak bir televizyon kanalında konuşan Başbakan Ömer Kalyoncu bu sefer Veysel Eroğlu'nun açıklamasına karşıt bir görüş ortaya koyarak, ""Biz özelin dışında bir yöntemle işletilmesinden yanayız" dedi. Herhangi bir yanlış anlaşılmaya meydan vermemek üzere ise "Suyun yönetiminin kamunun elinde olması kadar doğal bir şey olamaz" ifadelerini kullandı.

Veysel Eroğlu ayın 20'si civarında bir açılış töreni yapılması için çalışıldığını ifade ederken, bizim 28 Ekim telaşemiz da bir hafta kısalmış oldu.

Bu su ile ilgili ciddi ciddi başımız ağrıyacak gibi görünüyor. Suyun suyu çıkmak üzere.