Su konusunda Stoacı'yım

Yayın Tarihi: 09/10/15 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Abartılı derecede çok su içerseniz "Su zehirlenmesi" diye bir durumla karşılaşabilir, komaya girip ölebilirsiniz de.

Peki çok su içmez ama çok su yazısı yazarsanız ne olur, onu deniyoruz şu sıralar.

Suyu kim yönetecek.

CTP Genel Sekreteri BESKİ'nin İrsen Küçük'ün yaptığı anlaşma ile uyumlu olduğunu söylüyor.

Yani İrsen Küçük'ün yaptığı anlaşma muteber, bizim yaptığımız iş de ona uyumlu demek istiyor başka bir perspektiften bakarsanız.

Dese ki, "irsen Küçük'ün yaptığı anlaşmayı kabul etmiyoruz. Böyle anlaşma olmaz, meclisi toplayıp bu konudaki onayı kaldıracağız ya da reddedeceğiz dese bence CTP'nin asıl gündemi daha net bir şekilde anlaşılır ya da partinin Genel Sekreteri olarak tabanının hissiyatına daha çok hitap etmiş olur.

Su Yasası konusuna itirazım yok. Su yönetimi özelleşse bile, ki bunu savunur falan da değilim, bu konuda ne düşündüğümü biraz sonra anlatacağım, böyle bir yasa gerçekten gerekli, çünkü özel bir şirket tarafından bu durumda yönetilecek olan suyu denetleyecek, regüle edecek bağımsız ve özerk bir kurum her halükarda şart.

Nasıl bankalar, kamu özel ayırımı olmaksızın, Merkez Bankası'nın denetimi ve sağlam yaptırım gücü altında faaliyet gösteriyorlar. Özel bankalar bile kendi parasını dilediği gibi dilediğine kredi olarak veremiyor. Merkez Bankası orda duruyor.

Aynı şekilde özel olan GSM operatörleri de diledikleri gibi tarife belirleyip, diledikleri gibi çalışamıyorlar. BTHK denen bir yapı var, ara bağlantı ücretleri ve diğer konularda GSM operatörlerinin boğazına basmak konusunda tereddüt etmiyor.

Özelleştirmeye, alın ve dilediğiniz gibi yönetin, dilediğinizi yapın ve suyu ister verin ister vermeyin, suya dilediğiniz fiyatı da koyun bu halk nasılsa mecbur ödeyecek, demek değil.

Bunu netleştirelim.

Bir diğer netleştirmemiz gereken konu daha var.

Bu su gelmiştir.

Bu suyun yönetimi konusunda hükümetimiz ve Belediyeler Türkiye nezdinde gerekli diyaloğu, hatta mücadeleyi versinler. Ancak eğer Türkiye özelleştirilecek diye diretirse, bu konuda çok fazla yapılabilecek bir şey olmadığının yavaş yavaş kabul edilip, halkı da boşu boşuna galeyana getirmemek gerektiğini ciddi ciddi düşünüyorum. Keşke nağralar atıp "Suyu biz yöneteceğiz. Gerekirse...." diyenler de düşünse.

Bence girişimler yapılsın ancak eğer değiştiremiyorsanız, filozofça bir tavır geliştirin bence. Burada "Filozofça tavır" demek değiştiremeyeceğiniz şeyleri kabullenmek anlamına gelir. İnsanlar bu lafı kullandıklarında Stoacıların kullandığı anlamda kullanırlar. "Stoacı" adı bu filozofların Atina'da sık sık buluştukları bir tür sundurma olan Stoa'dan gelir.

Stoacıların temel düşünceleri "sadece değiştirebileceğimiz şeyler üzerine endişelenmemiz gerektiğidir"

Bilin bakalım ilk Stoacı nereli?

İlk Stoacı MÖ:334-262 yıllar arasında yaşayan Kıbrıslı Zenon'dur.

Ben hemşerim filozof Zenon gibi düşünüyorum.

Değiştiremeyeceğimiz şeyler konusunda fazla kafa yormayalım. Yoksa hepimiz su yazısı zehirlenmesi geçiririz mazaalah.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları