Bu konuda kafam karışık

Yayın Tarihi: 28/11/15 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Can Dündar kalemini çok beğendiğim, Türkiyeli yazar denince akla gelen ilk isimlerdendir.

Şu anda Silivri Cezaevi'nde, tutuklu yargılanıyor.

Bu konuda kafam karışık ve bir hükme varamıyorum bir türlü.

Gün boyu hasta yatağımda sosyal medya üzerinde tepkileri okudum.

Ne yazık ki biraz sığ geldiler.

Konu ifade özgürlüğü temelinde değerlendirilmiş sadece.

İlk bakışta insanın içinden o şekilde haykırmak geliyor, doğrudur.

Can Dündar ile dayanışma içerisinde olmak, bir gazetecinin içeriye atılması karşısında direnmek, susmamak ve buna neden olanlara karşı nefret beslemek ilk gayri ihtiyari reaksiyonlardır.

İlk duyduğumda ben de irkildim.

Bir gazetecinin içeriye tıkılmış olması, beni de son derece rahatsız etti.

Ama Can Dündar meselesinde durum biraz daha derinlemesine incelenmesi lazım gibi geliyor bana.

Can Dündar'ın sosyal medya üzerinden yayınlanan, savunması üzerinden yapalım bu değerlendirmeyi isterseniz.

"Devletin güvenlik ihtiyacı var. Bunun karşısında da halkın bilme hakkı ve gazetecilerin ifade özgürlüğü var.. Bunlar çatıştığı zaman ne olur? Aslında temel konumuz bu. Ben burada ifade özgürlüğünün belli konularda devletin güvenlik ihtiyacının önüne çıktığını düşünüyorum. Hiçbir şekilde devletin suç işleme özgürlüğü yoktur. Hiçbir güvenlik gerekçesi suçu örtmeye yetmez" demiş Can Dündar savunmasında.

Gerçekten de halkın bilme hakkı ve gazetecilerin ifade özgürlüğü ile devletin güvenlik ihtiyacı çatıştığında ne olur? Dündar devletin güvenlik ihtiyacı nedeniyle TIR'ları sınır ötesine gönderdiğini teslim ediyor ama devletin halkına yalan söylediğini ifade ederek buna hakkı olmadığını söylüyor.

Peki ama gizlilik da bir yalan türü değil mi?

Devlet bir yere silah gönderirken, bunu basın toplantısı ile davullu zurnalı, kurbanlı törenlerle mi yapacaktı. Tabi ki gizli gizli yapacaktı. Bunu da devletin güvenliğini korumak içgüdüsü ile alınmış kararlar çerçevesinde yapacaktı. Bu eminim Türkiye tarihini bir yana bırakın binlerce kez dünya tarihinde yapılmış bir işlemdir.

Şimdi Türkiye'de güvenlik güçleri içerisinde yapılanan ayrı bir kanadın çatışması sonrasında ortaya çıkmış ki bunu Dündar savunmasında kendisi söylüyor ve dolayısıyla da gazetelere düşmüş.

Şimdi Türkiye'de bu tür haberleri yazıp devletin gizli işlerini ifşa edenlerin cezalandırılacağı şeklinde bir yasa maddesi varsa, buna uyulacak. Uymayanlar ise cezalandırılacak. Ben söylemiyorum. Yasalar söylüyor.

Bu yasa maddesinin varlığından haberi mi yoktu Can Dündar'ın? Sanmam. Biz bile küçücük gazetemizde, kritik bir haber yapacağımızda avukatlarımızı çağırır, herhangi bir yasayı ihlal edip etmediğimizi sorar, ona göre haberimizi düzenleriz.

Şimdi Can Dündar halkı bilgilendirmek amaçlı gazetecilik mi yaptı, yoksa haberini CHP ile HDP'ye prim yaptırmak için yeniden pişirip servis mi etti? Kendisi söylüyor ilk ben yazmadım diye.

Bir sorum daha var. Bütün bu savcılar, bu yargıçlar hepsi mi AK Parti'li? Hepsi mi talimatı Saraydan alıyor? Sanmıyorum. Bilinen bir yasa var, gazeteci risk aldı yasayı deldi, yargı da bu resti gördü ve yasanın emrettiğini yapıyor.

Bence yasayla uğraşmak lazım. Yasa sanırım devletin gizli faaliyetlerinin ifşa edilmesini önlemek için, nasıl olsa ifşa edilecek, bence yasa kalkmalı. Çünkü Türkiye özellikle Can Dündar gibi bir gazetecinin mahkumiyeti hatta tutukluluğu imajını kaldıramaz.

Ama benim bu konuda yazımdan da anlayacağınız gibi kafam karışık. Gazeteciler tabi ki içeri atılmamalı ancak Dünyanın her yerinde "National Security" denen sihirli ve lanet sözcük ortaya atıldığı anda, ne ifade özgürlüğü ne de basın özgürlüğü kalır. Bundan hoşnut muyum? Hayır ama durum bu. Can Dündar da bunu biliyordu.

O haberi yapıp, hapse girmeyi kendisi bile bile seçti görünüşe göre . Bir bildiği vardır elbet.

Allah kurtarsın...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları