Spotlight'ı özellikle meslektaşlarım izlesin

Spotlight filmini izlemeyen varsa mutlaka izlesin.

Sanırım bu yıl Oscarların hatırı sayılır bir kısmını toplayacak olan bu yapıt, bir gazetecilik hikayesidir ve gerçek olaylardan esinlenerek izleyici ile buluştu.

Katolik Kilisesi papazlarının bir zamanlar Vatikan'a kadar uzanan, çocuk cinsel istismar geleneğini gözler önüne seren film, tüm gazetecilerin özellikle seyretmesini öneririm.

Amerika Birleşik Devletleri'nin Boston kentinde geçen hikayede defalarca gazetelere skandal ile ilgili bilgi ve belge ulaştırılmasına rağmen, aynen bizde olduğu gibi ahbap çavuş ilişkisi, statükodan çekinmek gibi nedenlerle yıllarca dokunulmayıp, haber konusu edilmeyen ve yüzlerce çocuğun ya kendi canına kıymasına ya da cinsel olarak istismar edildiği için kızgın, ya da utanç içinde büyümesine neden olan skandal niteliğindeki konuya el atmayan gazeteciler anlatılıyor filmin perde gerisinde.

Sonra Boston Globe Gazetesi'ne başka bir şehirden gelen yeni Genel Yayın Yönetmeni'nin bu konunun deşilmesi yönünde talimat vermesi ile arı kovanına çomak sokuluyor.

Gazetenin bir muhabir ile editör ordusu ile bir yılı aşkın bir şekilde bu konu üzerinde çalışmasını gün be gün izliyorsunuz filmde. Dediğim gibi meslektaşlarım filme bayılıp, nefes almadan izleyecek.

Tam haber hazırlanmış; büyük haber yayınlandıktan sonra ertesi gün ve sonrasında yayınlanacak haberler de peş peşe çıkacak şekilde hazır olduğu anda, Genel Yayın Yönetmeni'nde yeşil ışık beklerken, 11 Eylül saldırılarının yaşanması haberin yayınını durduruyor. Gündem değişiyor ve bir yıl boyunca haber dosyada bekleyip 11 Eylül saldırılarının yansımaları gündemi meşgul etmesi ile yüzyılın haberi erteleniyor.

Muhabir ve editörler bu zorunlu durum karşısında moral çöküntüsüne uğrarken, kendilerini taciz eden papazların cezalandırılacağı ümidini gazeteye bağlayan ve artık yetişkin olan kurbanlar da ümidi kesiyor.

Gazetecilerin karar verme süreçleri, bazen kaynağı konuşmaya ikna etmek için bıkmadan usanmadan kapılarda beklemeleri, haber takipleri, ısrarları, pedofil papazlara ifşa edip ceza almaları için uğraşırken bir yanda kendi mahallelerindeki tanıdıkları insanları aslında tanımadıkları ve bu çocuk istismarcılardan kendi çocuklarını korumak ile üzerinde çalıştıkları haberi açık etmemek için vermek zorunda kaldıkları zor kararlar.

Gazetecilik mesleğinin hem ülkemizde, hem Türkiye'de ciddi şekilde tartışıldığı günümüzde, özellikle meslektaşlarımın izlemesini tekrar tekrar öneriyorum.