Vicdani ret düşünceleri

Yayın Tarihi: 29/01/16 07:49
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Nuri Sılay Vicdani Reddi'ni açıkladı dün.

Ya da ben öyle sanıyorum.

Uzun bir basın bildirisi ya da ideolojik bir makale ile savaşın ne kadar kötü bir şey olduğunu ve Kıbrıs'ta barış olması gerektiğini, Kıbrıs Adası'ndaki insanların birbirlerini öldürmek üzere hazırlık yapmasının doğru olmadığını ve bunu kabul etmediğini anlattı.

Satır satır okudum.

Ancak Nuri Sılay'ın diğer Kıbrıslı Türk ya da Rum erkeklerden ne farkı olduğunu bir türlü anlamadım.

Murat Kanatlı'yı saymıyorum. O askerlik görevini yaptıktan sonra vicdani retçi olduğu için onun pozisyonu biraz farklı. Ama diğer Kıbrıslı Türk, ya da Nuri Sılay'ın ifadesiyle "Kıbrıs'ın kuzeyinde" yaşayan erkeklerin kendisinden ne farkı var.

Tamam sağ görüşlü ve "en iyi Rum ölü Rum'dur" mantığını güden insanları da ayıralım. Çok yok ama bir miktar bulunduğunu düşünelim.

Nuri Sılay'ın, birlikte CTP Gençlik Kolları'ndayken, Rum gençlerle birlikte ortak vatanı yeniden birleştirmek için çaba gösteren ve askerliklerini yapan, CTP'li, solcu, ilerici gençlerden ne farkı var? Onu anlamadım.

Sadece Nuri Sılay ve ailesi mi kendilerine ait olmayan evlerde oturmak ve kendilerine ait olmayan tabaklardan yemek yemek zorunda kaldı? Güney Kıbrıs'tan göç etmek zorunda kalan on binlerce ailenin genç erkeklerinin Nuri Sılay'dan ne farkı vardı da askere gitmek zorunda kaldılar.

Yok muydu onların arasında solcu, ilerici, savaş karşıtı gençler? Elbette vardı, hem de çok sayıda.

Nuri Sılay vicdani reddini açıklamadı bence. Nuri Sılay askerlik yapmayı reddetti. Hem de dün ya da bugün değil. Epey bir zaman olmuş bu tavrını geliştireli.

Nuri'nin askerlik yapmak istememesini çok iyi anlarım. Hatta bu fikrine katılırım. Kimse askerlik yapmasın. Askerlik kalksın. Ada askersizleştirilsin. Bunun için herkes çaba göstersin.

Yasalarımızda olmayan Vicdani Ret diye hakkı açıklamanın hiç kimseye, özellikle de Nuri Sılay'a bir faydası olmayacağı gibi gereksiz yere herkesi germekten başka bir şeye hizmet etmeyeceğini düşünürüm.

Bence Nuri Sılay ve arkadaşları Kıbrıs'ta çözümü bulmaya katkı için efor sarf etsinler. Çözüm olunca zaten askerlik diye bir görev olmayacağından, vicdani ret gibi bir hakka da ihtiyaç kalmayacak.

Yanlış anlaşılmasın. Her erkek askere gitmelidir, ya da her Türk asker doğar, şekildeki sloganlara katılmıyorum. Hatta nefret ederim.

Herkesin mümkün olduğu kadar askerlik yapmamak, ya da mümkün olduğu kadar geç yapmak adına elinden geleni yapması gerektiğini düşünürüm. Ben de öyle yaptım. Mümkün olduğu kadar kaçtım sonra kaçamadım ve yeşilleri giydim..

Nuri Sılay da epey bir zamandır Güney Kıbrıs'ta yaşamayı tercih ederek, askerlik sorununu bu şekilde ötelemiştir.

Ha Kıbrıs sorunu çözülmeyecekse de vicdani ret inisiyatifi bir baskı grubu olarak demokratik yöntemlerle Meclis'i mevcut yasaları değiştirmek için zorlamalı. Yasalarda bu hak tanınırsa o zaman vicdani ret açıklamanın bir karşılığı olur.

Vicdani ret hakkı tanınsa bile, bu hak Pazar günleri elinde çifte, belinde o silahla vurdukları tavşan ve kekliklerle hava atanların askerlikten kaytarma enstrümanı haline gelememesi için doğru yapılması lazım.

Bir de vicdani ret hakkı verilecekse, vicdani ret ilan eden kişi diğer kişilerin yaptığı askerlik süresinde ve aynı şartlarda toplum için silah ya da öldürme içermeyen bir başka görevi yerine getirmesi gerektiğini düşünürüm.

Vicdani ret hakkında düşüncelerim bunlardan ibarettir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları