"Davul birinin boynunda, tokmak diğerinin elinde"

Yayın Tarihi: 16/02/16 07:46
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+

Bir demokratik ülkede kuvvetler ayrılığı vardır.

Yasama, yürütme ve yargı. Kimileri medyayı da dördüncü güç olarak lanse eder.

Bizdeki son tartışmalar, KKTC demokrasi sisteminin özellikle CTP'deki genel başkan değişimi sonrasında, biraz farklı çalıştığını gösterdi.

Bizde yasama yürütme yargı ve hükümetin büyük ortağının parti meclisi.

Bu hükümet kurulurken, çekincelerim vardı hep.

Şunu söylüyordum:

"Halkın seçtiği bir milletvekili olan başbakan ile sadece CTP Kurultayı'nın seçtiği bir CTP Genel Başkanı'nın bu ülkeyi yönetmesi zor olacak. Yasalar karşısında sorunlu olan kişi başbakandır. Adını hükümete verir. Atılan imzalar ve bakanların icraatlarından birinci derecede sorumludur"

Öte yanda bin kusur delegenin yarıdan bir fazlasının seçtiği bir genel başkan, milletvekili olamadığı için sorumluluk makamı olan başbakanlık koltuğuna oturamadığı için, perde gerisinden partisindeki en büyük güç olan Parti Meclisi'ni kullanarak yürütmeye müdahale ediyor. Hem de işler olup bittikten sonra.

Bunu tek başınıza iktidar olduğunuzda yapabilirsiniz belki. Yapmamanız lazım ama yapsanız bile kimse fark etmez, Bakanlar Kurulu toplantılarını parti genel merkezinde yapsanız bile olur, kimsenin bir anormallik olduğunu bilmesine imkan yoktur.

Ancak bir koalisyon ortağınız varsa ve yürütme, yani Bakanlar Kurulu'nda alınan kararları, alındıktan sonra partinizin meclisine götürürseniz, o zaman ülkenin icraatlarını parti meclisi üzerinde yapmaya yeltenmiş olursunuz.

Buna itiraz edenler de olur tabi.

Başta ortağınız olan parti buna itiraz eder. Hatta, " Oldu olacak CTP'li bakanlarla değil, CTP Parti Meclisi'nden birileri ile Bakanlar Kurulu toplantısı yapıp karar alalım" dedirtecek kadar kendilerinin üzerine basılmış hissetmelerini neden olursunuz. Nitekim öyle oldu.

Buna itiraz edenler ya da rahatsız olanlar sadece ortağınızın vekilleri, bakanları ve yöneticileri değil tabii.

Oraya atadığınız ve Cumhurbaşkanı'nın hükümeti kurma görevi verdiği, hükümete adını veren ve tarihte Ömer Kalyoncu Hükümeti olarak anılacak hükümetin Başbakanı'nın da buna itirazı olması lazım.

Tabii Parti Meclisi baskısı o kadar büyük ki, Başbakan da sesini çıkaramıyor. Ama için için kendi kendini yediğini ve "nereden girdim bu işe" dediğini tahmin ediyorum.

Bunun böyle olacağı belliydi.

Boşuna dünyanın her yerinde iktidar partisinin genel başkanı, başbakan olur, teamülü yok. Biz de Mehmet Ali Talat milletvekili olmadığı için böyle bir icat çıkardık.

Tam, "davul birisinin boynunda, tokmak diğerinin elinde" durumu yaşanıyor vesselam.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları