Je Suis Ankara diyememek

Diyemezsiniz? Profil resminize bir Türk bayrağı koyamazsınız.

O şekilde yaparsanız, Ankara'nın uşağı ya da AK Parti'nin yardakçısı olursunuz ülkemizde.

Ölümler Paris'te olursa anlamlı da Ankara'da olunca anlamsız. Demek ki Paris ve Charlie Hebdo tavırlarınız da gerçeği yansıtmıyor.

Sahtekarsınız.

Teröre karşı lanetleriniz bile sahte.

Tabii onu da doğru düzgün yapamıyorsunuz.

Çünkü Türkiye'ye karşı yapılan her terör eylemini, "AKP'nin tabutuna bir çivi daha" şeklinde değerlendirenler var. Hem burada hem de Türkiye'de.

Doğru dürüst güçlü bir muhalefet grubu yaratarak sandıkta değiştiremedikleri yönetimi, hazır teröristler ortalıkla kol gezerken, fırsat bu fırsat deyip, hırpalamak için ağızlarına geleni söyleyenleri kabul edemiyorum doğrusu.

Erdoğan'dan ya da AK Parti'den memnun olmayabilirsiniz. Benim de memnun olmadığım şeyleri var bu ekibin.

Ama sanırsanız ki AK Parti'nin yerine CHP, MHP ya da başka bir parti iktidara gelirse bu terör örgütleri eylemlerinden vazgeçecek, çok yanılırsınız.

Yani düşmanımın düşmanı dostumdur, yaklaşımı sandığınız gibi geçerli değil.

Önceki akşam bir yanda gazetenin manşetini değiştirmeye ve televizyondan gelişmeleri takip etmeye çalışırken, diğer yandan sosyal medyaya baktım.

Kan üzerinden siyaset yapmaya ne kadar meraklı insanlar varmış.

"Öyle başa böyle tarak" ya da "olacağı buydu" anlamına gelen paylaşımları gördüm, irkildim.

Terör örgütünün hiç mi suçu yok.

Ankara'ya kana bulayan terör örgütü her kimse, amacı insan öldürmek değildi zaten. Halkı galeyana getirip, var olan rejime karşı kışkırtıp, huzursuzluk ve korku yaratmak, devlet ile vatandaşın arasındaki güven bağını koparmaktı.

Bir başka ifadeyle partilerle ilgisi olmayan bir durum. Sorun devlet ile.

Atatürk'ün kurduğu devlet ile. CHP'nin yıllarca tek başına yönettiği, Demirel'in, Turgut Özal'ın, Sezer'in cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturduğu devletle. Bu insanlar devleti yönetirken Türkiye'de terör yok muydu?

PKK, DHKP-C ve türevleri son 10 yılda mı kurulup eylemlerine başladı?

Öyle olmadı tabii ki ama olan ne söyleyeyim.

Her terör saldırısı sonrasında benim twitter ve facebook'ta gördüklerimi, saldırı emrini verenler de görüyor.

"Eylemimiz başarıya ulaştı. Birkaç tane daha yaparsak bu ahali, devletinden de vazgeçer, düzeninden de. Tam bize uygun kaotik bir ortam oluşur" diyerek ellerini ovuştururlar.

ETA terör örgütü İspanya'yı kasıp kavururken, insanlar baktı ki olmayacak, 2005 yılında teröre karşı tek yumruk şeklinde tepki vermeye başladılar. Yapılan protesto gösterilerinde İspanyol halkı o kadar sert bir yanıt verdi ki, terör örgütü ile pazarlık yapmaya çalışan dönemin Başbakanı Zapatero bu tutumunda vazgeçti ve ETA da eylem şeklini halk desteği olmadığı gerekçesiyle yeniden gözden geçirmek zorunda kaldı.

Türkiye'nin böyle bir şeye ihtiyacı var.

Tek yumruk şeklinde terörün iktidardaki partiye bakılmaksızın insanların devletlerine olan güvenlerini sarsamayacağını bilmeli terör örgütleri ve bağlantılı oldukları ülke ya da kurumlar.

Kuru kuru bir "terörü lanetliyoruz" lafı sonrasında, "güvenlik zafiyeti", "Başkanlık hevesi nedeniyle olanlara bakın" ya da "Ala'ya bak nasıl konuşuyor" denirse, terör, asıl amacı olan halk ile devletin arasını açmak adına Türkiye'yi daha çok vurur.

Dünyanın dört bir yanında terör eylemleri yapılır. İnsanlar ölür. Halk birbirine kenetlenir. Teröre, "Bizi korkutup, birbirimize düşüremeyeceksiniz" mesajı verilir, sonra güvenli ya da istihbarat zafiyeti konuşulur.

Türkiye tam tersi.

Kuzey'deki dostlara sesleniyorum.

Siz böyle devam edin, sempatizanı olduğunuz partiyi iktidarına getirebileceğiniz bir devletiniz kalmayınca ne demek istediğimi anlarsınız.