"Baba bizi neden evimizden atıyorlar?"

Kıbrıs Rum Kesimi 2003 öncesi gizli ve kaçak yollardan Güney'e geçip, artık orada yaşamak isteyen Kıbrıslı Türkleri bağrına basarak, "İşte işgal altındaki bölgelerden kaçan Kıbrıslı Türkler bize sığınıyor" propagandasına uygun bir şekilde kabul etti ve Güney'de yaşamak isteyenleri eski Türk evlerine yerleştirdi.

Yıllarca bu insanlar gerek Limasol'da, gerek Baf'ta gerekse de Larnaka'da hayatlarını kurdular ve yaşamaya devam ettiler.

Çocukları doğdu, hatta torunları bile oldu.

Okula gidenler, işe gidenler. Ölenler ve orada gömülenler bile var.

Oy kullandılar, vergi verdiler.

20 yılı aşkın bir süredir orada hayat kuranlar var.

O dönem vatan haini ilan edilmişlerdi birçoğu bizim tarafta. Ama burada vatan dedikleri yer de onlara en katısından ayrımcılık yapmaktan geri durmadı. Ali Dayıoğlu'nun bu konudaki kitabı okumaya değer.

Güney Kıbrıs'a iltica edenlerin dışında İngiltere'ye gidip orada yaşam kurmaya çalışanlar da oldu.

Evet halk arasında gurbet diye nitelendirdiğimiz Roman yurttaşlardan bahsediyorum.

"Kuzey'de evim olsa buraya niye geleyim" dedi bir tanesi Limasol'da önceki gün Türk mahallesinde caminin karşısındaki mahallede kahvemizi yudumlarken.

Bu cümle önemli çünkü aradan 24 yıl geçtikten sonra Rum İçişleri Bakanlığı Limasol'da 7 aileye birer mektup gündererek, Kuzey'deki "işgal altındaki" Güzelyurt'ta evleri olduğu için kendilerine tahsis edilen eski Türk evlerini 30 güne kadar boşaltmalarını istedi.

Boşaltmazlarsa da polis zoruyla evlerden atılacakları tehdidini yaptılar.

Ulaş Barış ile birlikte, aldığımız bir ihbar üzerine Çarşamba günü Limasol'a kadar uzanmaya karar verdikten sonra karşılaştığımız manzara bu.

İnsanlar, Kıbrıs Cumhuriyeti'nde son derece memnunlar.

"Allah var bize iyi baktılar. Doktorumuz okulumuz her şeyimiz tamam" diyorlar, sığındıkları devletin kendilerine neden sırt çevirdiğini ve yuva dedikleri eski evlerden onları tahliye etmek istemesine anlam veremeyerek.

Biz de anlam veremedik.

Eğer bu insanların o evlerde kalmasına mani bir yasa varsa, neden bugün ortaya çıktı bunu uygulama isteği?

Eğer bu insanların gerçekten kuzeyde evleri varsa, ki olmadığını söylüyorlar, bundan Rum hükümetinin nasıl haberi olur? Bu tapu bilgilerini kim Rum yetkililerine ulaştırdı?

Bunlar cevap bekleyen birçok sorudan sadece birkaçı.

İşin siyasi boyutu da önemli tabi.

Rumlar neden bu Türk evlerini aniden boşaltma ihtiyacı duyuyor?

Yeni bir istimlak süreci mi yaşanacak?

Güzelyurt ve üniversite konusuna bir misilleme mi düşünülüyor?

Yoksa "Biz Türk mallarını boşalttık, gelin yerleşin" politikası yeniden mi gündeme getirilecek?

Netice itibarıyla bunların çok öncesinde, geceleri babalarına sarılıp, "Baba bizi neden evimizden atıyorlar? Nereye gideceğiz?" diye ağlayan çocuklar ve nereye gideceğini, nerede yaşayacağını bilmeyen telaşlı, kimseye bir zararları olmayan kendi halinde insanların dramı var.

Neticede Kıbrıs Cumhuriyeti Avrupa Birliği ülkesi ve sosyal bir devlettir.

Oy kullanan, kimliğini taşıyan ve çalışınca vergi veren bu yurttaşlarını yerlerinden edecekse, başka yer göstermek zorunda.

Bu işin peşini bırakmayacağız.