KTÖS'e katılıyorum...

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası'nın önceki günkü açıklamasını dikkatle okudum ve inanmayacaksınız ama Sendika Örgütlenme Sekreteri Besim Baysal'ın söylediklerinin hatırı sayılır bir kısmına katılıyorum.

Misal, sendikanın maaşlarının yüzde 60'ını almayı kabul, hatta teklif etmesi bence takdire şayan. Birileri gerçekten ciddiye almalı ve bu yönde Kamu Görevlileri Maaş ve Özlük Hakları ile ilgili yasayı yeniden gözden geçirmeli.

Yorgana göre ayak uzatmak budur işte.

Diğer vergi alınmayan ya da yeteri kadar alınmadığı iddia edilen şirketlerin hesaplarına bağımsız hesap uzmanları baksın, eğer orada bir anomali varsa ve bunlardan devletin bütçesine biraz daha kaynak alınabilirse onu da yatırımlar için kullandık mı, alın size kendi kendine yeten bir KKTC.

Böylelikle Baysal'ın dediği gibi "toplumun ne onuru ne de gurur incinir"

"İstemiyoruz kardeşim teşekkür ederiz" dersiniz, aza kanaat edersiniz, konu da böylelikle kapanır.

İleride Türkiye ile ilişki kurmak isterseniz tertemiz bir sayfa ile başlarsınız.

Çok güzel bir fikir.

Bence hukukçularınızı göreve çağırın ve hükümeti de fazla yormadan yasa teklifini meclise bir milletvekili aracılığı ile siz götürün.

Hükümetler de sizin maaşlarınızı ödeyebilmek baskısı altında Türkiye ile sizin beğenmediğiniz türden ilişkilere girmek zorunda kalıyor zaten. Siz yüzde 60'a razı iseniz, sorun ortadan kalkmıştır.

Yatırım konusuna da bakarız. Para bulunursa yapılır, bulunmazsa yapılmaz. Türkiye'nin şimdiye kadar yaptıkları ile idare ederiz biraz daha.

Türkiye ile İncirlik Üssü metrekare hesabı üzerinde hesaplaşma fikri enteresan. Böyle bir lafı etmeden önce iyice hesaplamak lazım. Artık Türkiye ile ilişkileri rafa kaldırdıysak, TC Yardım Heyetini kapatıp, üyelerini de Persona Non Grata ilan edip sınır dışı etmeye niyet etmişsek ve TC Büyükelçiliği de sadece diplomatik misyon sahibi olacaksa, hesabı iyi yapmak lazım.

Bu tür resmi ilişkiler içerisinde olacağımız bu ülke, bu hesaptan alacaklı çıkarsa donumuza kadar alır. O Şener Elçil'in "Vatandaşın donu" diyerek salladığını da alır affetmez.

Baysal'ın yapılması gereken diye ortaya koyduğu listeye bir daha bakalım.

Geçici 10'uncu madde kaldırılsın ve polis sivile bağlansın. Hemen yapılsın. Hükümetin vaatleri arasında yok mu bu?

Kalkınma Bankası ve Merkez Bankası'na Kıbrıslı Türkler yerleşsin.

O da olur. Nasılsa Türkiye'den artık para almayacağımıza göre Euro'ya ya da canımızın istediği bir başka para birimine geçeriz, Türkiye'den bir bürokrat da merkez bankamızı yönetmez.

Su'nun özelleştirilmesi tamamen durdurulsun. Hangi sudan bahsettiğini anlatmasa da Türkiye'den gelen suyu kastediyorsak, onun istediği gibi bir ilişki biçiminde Türkiye'den gelen suyu Maliye, Türkiye'den satın alacak. Parası olduğu kadar alacak.

Gelelim Maraş ve bütün askeri kampların boşaltılması ve 1974'ten bu yana olan kira hesaplaşmasına. Diyelim ki Türkiye bu konuda borçlu.

Türkiye kime borçlu? Mal Rum malı. Hazır Türkiye ile Güney Kıbrıs doğrudan görüşme yaparken, bu alacak verecek işini de halledebilir pekala. Yani KTÖS Rum malından kira alarak ülke finansını kurtarmayı planlıyorsa, başka bir kalem bulsun bence. Mal bizim değil ki. Ancak Baysal, Maraş'ın Vakıflar'ın malı olduğuna inanıyorsa diyeceğim yok tabi. Orası kıymetli, diğer Rum mallarından kirayı Kıbrıs Rum tarafı bile alsa, Maraş'ta gelecek geriye dönük kira bizi ihya eder.

Gerçi Tsipras yoldaş da aynı yolu denemişti ve Almanya'dan Dünya savaşları için tazminat alacağı olduğunu söylemişti ve uluslararası arenada fıkralara konu olacak kadar komik duruma düşmüştü.

Bence şu maaş işinden başlayın. Sonrasının arkası gelir zaten.

Tabii komik olmamaya da dikkat etmek lazım. Bu hassasiyetler gösterildiği takdirde KTÖS'e katılıyorum.