Özkardaş üzerine karışık düşünceler

Mehmet Özkardaş'ın istifasını bekliyorduk. Hatta neden DEMYAK olayı patlak verdiği anda istifa etmediği konusunda kafa patlattık uzun bir süre.

Hala düşünüyoruz ya, neyse...

Neyse bekledik, sonra yönetim kurulunun yarısına yakın bir kısmı istifa etti. Özkardaş'ın istifasını bekledik. Yine etmedi.

Sonra odasındaki kayıt cihazı ve CD'ler çıktı piyasaya.

CD'deki içeriğin sıkıntılı olduğu söylendi her yerde.

"CD çıktı şimdi istifa eder" diye düşündük. Yine olmadı.

Sonra ne olduysa oldu, Özkardaş bir mektup yazarak istifa ettiğini açıkladı.

Mektubu defalarca okuduk.

Mektuptaki ifadeler, hiçbir skandalı yaşamamış, zirvede iken görevini bırakan bir sendika başkanı edasıyla yazılmış gibi geldi.

Son birkaç aydır Kamu-Sen ve DEMYAK ilintili olaylar yaşanmamış gibi bir hava yaratmaya çalıştı.

Hele hele Kıbrıs sorunu ve 11 Şubat belgesini anması biraz garip geldi.

"Hepimiz aynı gemideyiz. Birbirimizin açıklarını bulmak değil, hatalarımızı kapatmamız gerekir" anlamına gelen sözleri, bana göre yanlış seçilmiş ifadelerdi.

Sanki, istifa eden yönetim kurulu üyelerine, "benimle uğraşmasaydınız daha devam ederdim" der gibi bir hava yarattı.

İstifa etmek bir erdemdir.

Ama zamanında yapıldığı takdirde.

Hakkında iddialar çıktıktan sonra edilecek istifa, bunun gibi yazılar yazılmasına engel olur.

Mehmet Özkardaş'ın eşinin içinde bulunduğu DEMYAK ile ilgili vaziyet sıkıntılı iken, sağlık sorunlarının olduğunun ortaya çıkması, Özkardaş'ın istifasının gecikmesi nedeniyle kamuoyu tarafından yanlış algılanmaya müsait hale geldi ne yazık ki.

Halbuki sıkıntı ilk çıktığı anda Özkardaş istifasını etmiş olsa, eşi ile ilgili sağlık sorunu toplum tarafından farklı algılanacaktı.

"Yalpalamamak ve dik durmak" söylemleri artık bu toplumun kabul etmediği söylemlerdir.

"Hiçbir partiye taraf olmamak" ifadeleri de artık toplumun yemediği şeyler.

Ancak "Bir garip istifa mektubu" ile Kamu-Sen'deki görevini bırakan Özkardaş bana göre son derece geç kalmıştır.

Mektubunda, kendine iliştirmeye çalıştığı "alnım açık başım dik" imajı bu gecikme ve istifa etmeme direnişi ile beyhude bir çabadan ibaret olmaktan öteye geçemedi.

Mehmet Özkardaş'a bundan sonraki hayatında sağlık ve huzur; eşine de acil şifalar dilerim.

Kendisi Kıbrıs Türk sendikal ve siyasi yaşamın önemli figürlerindendir.

Ancak yaşadıklarının, diğer sendika, sivil toplum ve siyasi partilere örnek olması ve ibret vermesin, ders olmasını temenni ederim.