Basın Günü'nde "Gazeteci" değil "Şamişici" olmak

Yayın Tarihi: 11/07/16 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
Rahmetli Doğan Harman, uğraşıp didinip önüne koyduğum bir haberde küçük bir noksanlık ya da olması gereken ama bulunmayan bir görüş, ya da eksik bir bakış açısı tespit ettiğinde, sakalını sıvazlar, "Be muallim ama sen gazeteci misin, yoksa şamişici misin?" diye sorardı.

Anlardım ki haberde olması gereken birşeyi koymamış ya da işimi eksik yapmışım.

"Utana sıkıla Gazeteci olmaya çalışıyorum Muallim" derdim. O da, "O zaman Şamişici gibi değil gazeteci gibi davran" derdi ve eksiğimi gösterirdi.

Bunu o kadar güzel yapardı ki, o gözüme soktuğu hatayı bir daha asla yapmazdım.

"Gazeteci misin yoksa Şamişici misin?" sorusu bu meslekteki öğrenme sürecimde çok önemli bir yeri var.

Biz de kendimize göre zaman içerisinde çok sayıda meslektaş yetiştirmeye çalıştık. Kimileri mesleği bırakmış olmasına rağmen kimileri ise yaptıkları işleri gördüğüm zaman gururlandırıyorlar.

Doğan Harman, Basın Kartları'nın devletin Enformasyon Dairesi tarafından verildiği dönemde bile Basın kartı almayı da reddediyordu. "Bunlar mı benim gazeteci olup olmayacağıma karar verecekler? Bunlar mı benim meslekten olup olmadığımı tespit edecekler?" derdi hep ama yine de bizim o sihirli sarı kartı almamıza engel olmaz, "Alın ki Şamişici Değil Gazeteci olduğunuzu ispatlayacak bir belgeniz olsun" derdi dalga geçerek.

Bugün 11 Temmuz Basın Günü.

Kıbrıs Türk basının içinde bulunduğu durumu uzun uzun anlatacak halim yok. İçinde cebelleşen de biliyor, okuyan da, sözüm ona Gazetecilerin Sivil Toplum örgütleri de.

Bu akşam Gazeteciler Birliği Lokali'nde bir resepsiyon olacakmış. Devletin Ajansı TAK'a düşen bir cılız duyuru ile haberimiz oluyor. Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği Yönetimi üyelerine toplu bir e-posta bile atıp davet etmeyi bile gerekli bulmuyor.

Farklı farklı nedenlerden dolayı bu yılki resepsiyona katılmayacağım.

Protesto mu ediyorum?

Evet sanırım öyle.

Neden katılayım ki?

Gazeteci değil ki çalıştığım kurumdaki hiç kimse! Çalıştığım kurum da gazete değil! Arkadaşlarımın hiçbir tanesi bu geçtiğimiz yıl boyunca bir tane bile kayda değer haber yapmamış!

Ben hade gazeteci değilim, Doğan Harman'ın dediğinden "Şamişiciyim" da bu genç arkadaşlarım hiç mi haber yapmadılar? Hiç mi Gazeteciler Birliği'ndeki "büyük gazeteciler" ödül vermek üzere değerlendirme yaparken, "Bu Kıbrıs Postası'nda da şu haber, şu fotoğraf, şu röportaj da bir ödül alabilirdi" ya da "Kıbrıs Postası'ndaki şu genç meslektaşımız da teşvik edilmeli" diye içlerinden geçirmiş olamazlar diye düşünüyorum.

Memleketin en büyük İnternet Gazetesi olan ve ülkeyle birçok teknolojik yeniliği tanıştıran Kıbrıs Postası'nadijital yayıncılık bir kurumsal ödül verilemez miydi?

Verilemezdi herhalde. Çünkü Gazeteciler Birliği Kıbrıs Postası'nın varlığını reddediyor.

Bunu sayın Başkan'a geçtiğimiz günlerde yaptığım telefon görüşmesinde doğrudan söylediğim için burada yazmayı da yanlış bulmuyorum.

Son iki yıldır Gazeteciler Birliği'ni yöneten ekip, Kıbrıs Postası'nın kapısından içeri girmediği gibi kurumumuzdan yeni üye yapmak değil, mevcut üyelerin bile halini hatırını sormadı.

Doğan Harman'ın tepkisini şimdi daha çok anlıyorum ve kendisini rahmetle bir kez daha anlıyorum.

Bunlar mı bizim gazeteci olup olmadığımıza, ya meslek adına yaptığımız işlerin değerli olup olmadığına karar verecekler?

Eğer öyleyse, ben Şamişici olarak anılmayı tercih ederim.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları