2 bin 270 liralık kahramanlık

Milletvekili sıfatının yanına "Reddediyoruz Temsilcisi" ünvanını da katan Zeki Çeler bir basın toplantısı yapmış ve "Reddediyoruz"un bütçesini açıklamış.

2 bin 270 TL. Sanki bir seçim kampanyası yürütmüş ya da birileri bu reddediyoruz kampanyasının bütçesini merak etmiş gibi açıklama ihtiyacı duymuş. Anlamadık gerçi ama alışmadığımız bir sürü gariplik oluyor bu ülkede. Bundan sonra her yapılan eylemin bütçesinin açıklanması teamül olmuşsa artık talebimizdir.

Zeki Çeler renkli bir vekildir. Parmak arası terlikleri ile Meclis'e geldiğini övüne övüne anlatır, biz de nevi şahsına münhasır bu genç arkadaşa hoşgörü ile bakmayı öğrendik. Kürsü rekoru denemeleri, oyuncak helikopter ile Meclis Genel Kurulu'nda bulunması, "Milletvekilin yapacağı makul popülarite çalışmaları" olarak niteledik, itiraz etmedik.

Gençleri peşine takıp "reddediyoruz eylemleri" yapmasını da izledik. Koordinasyon Ofisi'ne karşı çıkışını, günlerce devam eden eylem ve yürüyüşleri gördük ve gazetecilik bağlamında okuyucularımıza aktardık.

Yalnız Zeki Çeler'in Reddediyoruz'u kendi namına bir şova dönüştürdüğü ve bunun üzerinden kişisel bir siyasi rant elde etmeye çalıştığını ve bunu büyük ölçüde başardığını fark etmediğimiz anlamına gelmiyor.

Dünkü basın toplantısını da Zeki Çeler'in kahramanlık çalışmasının son halkası olarak nitelendiriyorum.

Kimin umrunda Reddediyoruz'un ne kadar para harcadığı?

Mavi Salon'da bir basın toplantısı yapacak mesele midir? Değil. Ancak Zeki Çeler, bir basın toplantısı yapıp şovunu devam ettirmesi bu operasyonda esas olduğu için bahane kullanıldı ve Mavi Salon'da, otobüs kiraları ve esnafın bahşettiği su ve yiyecekler anlatıldı.

Hazır Cumhuriyet Meclisi'nin Mavi Salonu'ndan bahsetmişken, basın toplantısında, bütün yapılmış açıklamalar ve daha önceki Meclis Başkanlığı uygulamaları ortada iken, "kendine göre Anayasa'ya aykırı davrandığı için Meclis Başkanı'nı hırpalamaya çalışmasını'' da bu kahraman olma konsepti içinde değerlendiriyoruz.

Çeler ya da kendisinin daha çok seveceğini düşündüğüm ifadeyle, "bizim Zeki" Meclis'in kadrolu avukatının, Reddediyoruz'un avukatı olduğunu unutmuş olsa gerek ki, hala Meclis Bakanı'nı dışarıdan bir avukat tutmak zorunda bırakıldığı için eleştirebiliyor.

Aslında bu noktada Zeki Çeler ve arkadaşlarının ses sistemi ve sandviç paralarını değil; onlar yüzünden Meclis'in ödemek zorunda kaldığı avukat paralarını da konuşması gerekirdi.

Reddediyoruz kampanyası eğer bir başarı elde edebilmiş olsa, Zeki Çeler'i kahraman ilan etmek hepimizin boynunun borcu olurdu.

"Reddediyoruz Temsilcisi" değil; "Reddediyoruz Kahramanı" apoletlerini de omuzlarına takardı.

Ama öyle bir başarı da yok.

Koordinasyon Ofisi ile ilgili Onay Yasası Anayasa'ya aykırı bulunmamış, sadece 2012'de imzalanan yurtlarla ilgili diğer anlaşma yürürlükte olmadığı için, usul ile ilgili Anayasa ile çelişen bir anomali var. Hükümet karar verip, iradesini ve Meclis'teki çoğunluğu ortaya koyarsa o pürüz ortadan kalkıp, anlaşmaların içeriğinin bir tek virgülüne dokunmadan, Anayasa'ya uygun hale gelebilir.

Bu durumda Cumhurbaşkanı'nın ilk seferinde değilse ikinci seferde imzalayıp Resmi Gazete'de yayınlatmak dışında bir seçeneği kalmaz.

Dolayısıyla öyle zafer kazanmış komutan edası ile Mavi Salonları işgal edip, kırtasiye masraflarını deklare etmenin ek bir anlamı kalmıyor.

Diğer taraftan, "kaş yapayım derken göz çıkarılmış" ya da "pire için yorgan yakılmış" yazıları bir bir ortaya çıkıyor. Okumayanlar için Hasan Sözmener, Şener Levent ve Ulaş Barış'ı işaret edebilirim.

Alt alta yazıp toplarsak… Herhangi bir şey reddedilmedi. İçerikte Anayasa'ya aykırılık yok. Uluslararası anlaşmaların Anayasa Mahkemesi'nde tartışılması yolu açıldı. Buradaki kilit kelime "anlaşma" ve 2 bin 270 lira harcandı.

Ne için? Ya da kim bu işten azami fayda gördü?

Ben bir şey söylemiyorum...