Kişisel husumetle FETÖ'cü ilan etmek, FETÖ'ye hizmettir

Yayın Tarihi: 12/08/16 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Ortaya çıkan karmaşıklıktan faydalanarak, eski ya da kişisel husumetler güdülerek birilerinin birilerine FETÖ'cü damgası vurmaya çalışması, FETÖ'ye hizmetten başka bir şey olmadığını düşünenlerdenim.

Ozan Ceyhun'un ülkeye görevli geldiği ve burada FETÖ operasyonu yürüteceği kulaktan kulağa yayılırken, bu görevlendirmeyi doğru bulmayanların FETÖ'cü ilan edilmesini ben doğru bulmam.

Neyse ki beterin de beteri var. Geçenlerde Türkiye'ye demokrasi mitinglerinden birine katılmak maksadı ile giden heyetin içinden, kerametleri kendilerinden menkul bazı kimseler, TBMM'ye giderek, bizzat üzerinde Kıbrıslı Türk isimlerin bulunduğu bir listeyi "Bunlar Kıbrıs'taki FETÖ'cüler" diye teslim etmişler. "Onların da Allah belasını versin" demekten başka bir şey gelmiyor elimden.

Eski bir vaiz olan Fetullah Gülen'in 1964'ten beri yürüttüğü ve sevgi hoşgörü mesajları altına sakladığı ve "demokrasi", "dinlerarası diyalog" ve "eğitim, barış gönüllüsü" kisvesi altında sonradan faaliyetlerini taşıdığı Pennsylvania'dan, Türkiye'yi karıştırıp yönetmeye çalışmasının yanı sıra 100'ün üzerinde ülkede örgütlendiğini anlıyoruz.

Yıllık yaklaşık 25 milyar dolarlık bir ciroyu yöneten bu adam, dünyada birçok legal ve illegal istihbarat ve terör örgütü ile birçok ülkede önce stratejik kurumları sonrada ülke yönetimini ele geçirmek için başvurmadığı yöntem kalmadı.

Türkiye'de 17-25 Aralık ve 15 Temmuz bunlarla ilgili en belirgin ve ön plana çıkan tarihler olmasına karşın, bilinmeyen ya da kamuoyu önüne çıkmayan onlarca yüzlerce tarih elbette ki vardır.

FETÖ ile ilgili Türkiye'de başlayan ve hızlı bir şekilde devam eden ayıklama süreci eninde sonunda son bulacak ve devlete nüfuz eden bu kirli yapı er ya da geç temizlenecek ya da etkisi ciddi şekilde azaltılacak.

Tabi Türkiye ile ilişkili ya da FETÖ'nün menzili içerisinde olan ülkelerden biri olduğumuz için 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası gözler, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne de döndü.

Burada da FETÖ yapılanması var mıydı yok muydu. Kimler var, kimler yok? Soruları sıklıkla soruldu, arka planda sorulmaya da devam ediliyor sanırım.

Yani gergin bir ortam var.

Bu gerginlik nahoş şeylere zemin olabileceği için herkes azami dikkat göstermeli.

Misal: Savaş hallerinde, savaştan önce aynı toplum içerisinde yaşadıkları halde birbirleri ile kişisel husumeti olan kişiler, savaşın getirdiği keşmekeşten faydalanarak, birbirlerini öldürdüklerini ve suçu düşman kuvvetlerine attıklarını biliyoruz. Kendi tarihimiz böyle hikayelerle dolu olduğu gibi başka ülkelerin savaş hikayeleri de böyle şeyler barındırıyor.

Şimdi Kıbrıs'ta bir FETÖ'cü avına çıkmak, henüz neyin ne olduğu belli olmadığı için ortaya çıkan karmaşıklıktan faydalanarak, eski ya da kişisel husumetler güdülerek birilerinin birilerine FETÖ'cü damgası vurmaya çalışması, FETÖ'ye hizmetten başka bir şey olmadığını düşünenlerdenim.

Ozan Ceyhun'un ülkeye görevli geldiği ve burada FETÖ operasyonu yürüteceği kulaktan kulağa yayılırken, bu görevlendirmeyi doğru bulmayanların FETÖ'cü ilan edilmesini ben doğru bulmam.

Fetullah Gülen Terör Örgütü'nün dimdik karşısındayım ve bu örgütten destek bulan, para alan, herhangi bir ilişkisi bulunan her kimse cezalandırılmasını isterim, ancak burada bir FETÖ operasyonu yapılacaksa, bu ülkenin dinamikleri, kültürü ve hepsinden önemlisi yasaları dikkate alınmalıdır.

Bu ülkede Türkiye'nin etkili ve yetkili isimlerinin olduğunu hepimizi biliyoruz. Onlar kimin ne, neyin de kim olduğunu, hepimizden daha iyi biliyorlar.

FETÖ'nün ne olduğunu, neye hizmet ettiğini ve ne gibi zarar verebileceğini biliyoruz, o yüzden bunların bize Kıbrıs'taki TV kanallarından anlatılmasına pek de ihtiyacımız yok. Yukarıda yazının girişindeki bilgi notlarını da bu nedenle ekledim.

Hele hele birlerinin dolaşıp ''gözünün üstünde kaşı var'' diyerek FETO'cü "gammazlığı" yapmasına hiç gerek yok.

Neyse ki beterin de beteri var.

Geçenlerde Türkiye'ye demokrasi mitinglerinden birine katılmak maksadı ile giden heyetin içinden, kerametleri kendilerinden menkul bazı kimseler, TBMM'ye giderek, bizzat üzerinde Kıbrıslı Türk isimlerin bulunduğu bir listeyi "Bunlar Kıbrıs'taki FETÖ'cüler" diye teslim etmişler.

"Onların da Allah belasını versin" demekten başka bir şey gelmiyor elimden.

FETÖ'cü varsa, FETÖ'cü avı da yapılmalı.

Bu avı iyi ve ehli avcılar yapmalı ve avcılar daha önce vuramadıkları keklikleri, tavşan sezonunda vurmaya kalkmamalı.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları