KKTC A.Ş.

Yayın Tarihi: 12/09/03 00:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

"Rasıh'da Ali Erel'ci oldu çıktı diyenler" olacak şimdi.

Hatta "Bildiğimiz görüşlerine rağmen sermayenin yanında yer aldı " ifadelerini de kullananlar olacak belki de.

Sizi temin ederim ki alakası yok.

Şener Levent'in ifade ettiği gibi, sermaye ile birlikte sahaya da inmedik.

Sadece bugüne kadar bataktan kurtulamayan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni, yanında beş-on kişi çalıştıran bir esnafın daha iyi yönetebileceği görüşünü savunuyorum..

Geçtiğimiz Perşembe akşamı Kıbrıs Genç TV'de yayınlanan ve çekimlerinin Londra'da yapıldığı "Son Durum" programında söylemeye çalıştığım ancak kamera allerjimden dolayı belki de istediğim gibi ifade edemediğim "Aralık Seçimleri" ile ilgili görüşlerimi sıralarken yeni kurulan Çözüm ve Avrupa Birliği Partisi'nin Aralık ayında yapılacak seçimlerden iyi bir sonuçla çıkması, tüm yürüyüşlere, Annan Planı'nın –içerisinde Kıbrıs Türkü'nün aleyhine birçok madde bulunmasına karşın- Kıbrıs Türk halkının büyük bir çoğunluğuna şirin görünmesine neden olan KKTC'deki ekonıomik bozukluğa bir çare olabileceğini düşünüyorum.

Bir düşünün..

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti –abartılı rakamlarla- 200 bin kişiden oıluşan bir ülke olduğunu kabul edersek. Bu ülkenin yönetilmesinin çok da zor olmadığını bununla beraber kabul etmemiz lazım. Ali Erel, ne olduğunu şu an bilmediğim bir şirketi veya şirketleri yöneten bir işadamı. Listesindeki birçok isim de aynı özellikleri taşıyor. Bu gibi özelliklere sahip olan kişilerin bir ülkenin veya şirketin mali sorunlarını çözdükten sonra elde edecekleri hareket kabiliyeti ile ülkenin veya şirketin diğer sosyal, kültürel, siysi vb. Sorunlarının üstesinden geleceklerine inancın var. Netice itibarıyla herşey paraya bakmıyor mu günümüzde?..

Bir işadamı şirketinin yaşayıp yaşamadığını, kar edip kar etmediğine bakarak karar verir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni de büyükçe bir şirket olarak kabul edersek onu 1983'ten beridir kara geçmeyen bir şirkete benzetmek için ekonomi uzmanı olmaya gerek yoktur sanırım. Bu noktada işadamı gibi düşünüp Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin yaşamayacağını söyleyip de şimşekleri üzerime çekmek gibi bir niyetim yok. Özellilikle belirtiyorum... Bunu söylemiyorum...

Para kaybeden veya zararda olan şirketleri yaşatmanın da yolları var. Bunlar arasındaki en önemli yolun giderleri kısmak olduğunu hepimiz biliriz.

Bu yüzden aşırı harcamaları ile ünlü şirketin yönetim kurulunun toptan değişmesi gerek.

Şirketi para kazanır hale getirerek, çalışanlarının refah düzeyini kabul edilebilir bir hale getirecek bir işadamı, şirkette herkesin masasını temiz tutması gerektiğini aşılayabilecek bir İşletme Müdürü, dünyayı tanıyan, yabancı dillere son derece hakim bir Dış İlişkiler Müdürü, sağlık konularını bilen iyi bir Personel Müdürü, eğitimde uzman bir Eğitim Koordinatörü, elinden her iş gelen bir Üretim Müdürü ve konuk ağırlamayı iyi bilen bir İzaz İkram Müdürü'nin getirilmesi gerek belki de.

KKTC'deki seçimlere hazırlanan birçok parti var.. Allah bilir Aralık ayına kadar bir kaç parti daha türer.

Ancak Cumhurbaşkanı Denktaş'ın "Muhalefet", "Devletine sahip çıkmayanlar", "Yunanlılar önünde ezilip büzülenler" hatta "vatan hainleri" olarak nitelendirdiği "Barış Güçleri" hatta revaçtaki isimleri olan "Yıldızlar İttifakı"'ın işbirliklerinin kağıtta kalacağı ve sözüne ettiğimiz şirketin yönetim kurulunu kendi listeleriyle yönetmek isteyen partiler olacağı endişesini yaşamıyor değilim.

Aman dikkat şirket battı batıyor. Kayyumlar gelip idareyi devralmadan bu yönetim kurulunu değişitirn.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları