Pirus Zaferi'ne montlu pelerinli tedavi

Yayın Tarihi: 09/11/16 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Londra - Kamuoyu denen şey oluşturulan ve yönetilen bir şeydir. Hele Kıbrıs'ın güneyindeki gibi kurumsal olarak Avrupalı ama zihniyet olarak oralı olamayan, sıkı sıkıya kontrol edilen, sivil alanı gelişmeyen yerlerde bu temel prensip en katı haliyle geçerlidir. Mont Pelerin'de sondan bir önceki safha veya sonun kendisi olan 5 günlük zirveye doğru yola çıkarken, son birkaç günlük Rum basınına sakin kafayla göz gezdirdim. Lafı uzatmadan hemen madde madde sıralayayım:

KIRK TAKLA: New York'taki neredeyse milli gün ilan edilen "takvim yok yupiii" Pirus Zaferi'nin ardından tıkır tıkır çalışan takvimi gözden kaçırmak için kırk takla atılıyor. Kıbrıs'taki 57 liderler görüşmesinden tek farkı İsviçre'de görüşülüyor olması diyerek Güney'deki kamuoyunun zirvenin formatını küçük görmesi için gayret büyük.

"SADECE TOPRAK", SADECE 8 DAKİKA: 26 Ekim'de 17 aylık müzakere sürecinin 5 saat süren rekor toplantısının ardından Anastasiadis "Toprağı görüşmek için Mont Pelerin'e gidiyoruz" tweetini atarak cingözlük yapmıştı. 8 dakika sonra ise Cumhurbaşkanı Akıncı'nın "Tüm başlıklarla birlikte toprak başlığını da görüşmek üzere gidiyoruz" tweeti gelmişti. Ardından Eide başta olmak üzere birbirinin peşi sıra açıklamalar gelmiş, o gece sadece İngilizcesi yayınlanan ortak açıklamanın tam da Akıncı'nın dediği gibi olduğu kısa sürede açığa çıkmıştı.

MASADAKİ ŞAHİN: Hristodulidis'in tasarladığı ve her adımda kamuoyuna eksik bilgi vererek "biz kazandık" algısını oluşturmak için icra ettiği iletişim stratejisi, "sadece toprak ve harita konuşulacak, sakin olun" mesajını sihirli bir mermi gibi attı ama akıbeti, kesik mermi gibi namlunun hemen ucuna düşmek oldu. Propagandada tekrar ve telkin esastır. Bu bilimsel doğruya bağlılıkla bugün haritasız, yerleşim yeri adı olmaksızın görüşülmeye başlanacak kriterler, "toprak konuşulacak" diye çarpıtılmaya devam ediliyor. 10 Kasım, zirvenin en kritik günü. İki ihtimal olduğu ortada:

  1. Kriterlerde uzlaşı sağlanamazsa ipler %100 kopacak.
  2. Kriterlerde uzlaşı sağlanırsa iplerin kopma ihtimali %50'ye düşecek.

İYİ SENARYO: Eğer Anastasiadis, söz verdiği ve BM kayıtlarına geçen ve her iki lidere de Eide'nin bir BM resmi belgesi olarak sunduğu mutabakattan caymazsa, Mont Pelerin'de süreç ilerleyecek. Bunun için Anastasiadis'in tek yapması gereken, New York'takinden farklı olarak, bu sefer kayıtlara da geçen sözünü tutmak: Kriterler esasında çalışılan bir taslak başlangıç haritası rulosu masaya açılmadan, garanti başlığının nihai bir sonuca bağlanacağı 5'li konferans tarihini en geç aralık ortasında kadar olmak kaydıyla Cumhurbaşkanı Akıncı ile birlikte ortak yazılı bir açıklama ile ilan edecek.

KÖTÜ SENARYO: Anastasiadis, New York'ta yaptığı gibi sözünü tutmaz ve 5'li konferans tarihinin kesinleşmesine takoz koyarsa, yarım asırlık Kıbrıs müzakere süreci tarihindeki en kötü senaryo ile yüzleşecek. Mont Pelerin Zirvesi'nin diğer %50 ihtimali girecek devreye: İpler kopacak, 11 Kasım'da harita falan olmayacak. Müstakbel ortaklarımız kusura bakmasın ama dost acı söyler: Bu sefer faturayı başkasına kesip hesabı ödemeden masadan tüyme şansları sıfır! Rum Dışişleri Bakanı Kasulidis, Anastasiadis'in kötü senaryoya meyline ilişkin baklayı dün yaptığı açıklamayla ağzından attı ve "Çaba başarısız olursa ve İsviçre'den haritalarla dönülmezse, Türk tarafının bu konudaki sorumluluğu büyük olacaktır" dedi. Doğrusu şu: Çaba başarısız olursa ve İsviçre'den 5'li konferans tarihiyle dönülmezse, Rum tarafının bu konudaki sorumluluğu büyük olacak. Çünkü bu konudaki mutabakat BM belgesi. New York deneyiminden sonra söz uçar yazı kalır prensibi çalıştırıldı. Anastasiadis, Kıbrıs'a haritayla dönmek istiyorsa, 5'li konferans tarihini masaya koymalı. Yoksa Kıbrıs'a montla da dönse, pelerinle de dönse ağır bir grip tedavisine ihtiyacı olacak çünkü Pirus Zaferi tarihte bir kez kazanıldı.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları