Patroclos ve Aygın yanılmamışsa....

Cyprus Mail gazetesinin yıllardır çok severek takip ettiğim bir yazarı var. İnternet olmadığı yıllarda pazar günleri rahmetli Vedia Barut'tan bir Cyprus Mail almak için adeta kendimle yarış ederdim. Şimdi internet var, işler kolaylaştı.

Patroclos rumuzuyla yıllardır mükemmel yazılar yazan ve adına "Tales From The Coffee Shop" diyen bu yazarın yıllardır hastasıyım.

Evet, yazdıklarını hafif bir mizahi dille yazıyor ama ona asla mizah yazarı denmez. Rumuz ile yazıyor evet ama o kadar uzun süredir yazıyor ki onu Cyprus Mail'in başyazarı olarak algılıyor ve kabul ediyorum. Rumuzu isminin önüne çoktan geçmiş.

Önceki gün bir tweet paylaşıp ve Rum lider Nikos Anastasiadis'in geçtiğimiz hafta bir grup Mağusalı'ya Kıbrıs sorununda bir uzlaşıya varmanın imkansız olduğunu, tek çarenin bir ayrılığı müzakere etmek olduğunu söylediğini yazdı.

Ayrılığı müzakere etmek.

Ya da çözüm modeli olarak federal bir çözüm yerine, müzakere edilmiş ayrılığı konuşmak.

Geçenlerde Uluslararası Kriz Grubu adına bir görüş paylaşan Hugh Pope ile İngiliz Dışişleri eski Bakanı Jack Straw'un bu formülü anlatan sözlerine yer vermiştim bir yazımda.

Tam bunları düşünürken, Kıbrıs müzakerelerini çok yakından takip eden meslektaşımız Esra Aygın'ın bir Facebook paylaşımı gözüme çarptı.

Esra, Rum Ulusal Konsey'e katılan bir kaynağa dayandırdığı ve başka kaynaklardan doğrulattığını ifade ettiği paylaşımında, Kıbrıs Rum liderliğinin çözüm sürecinin sona erdiğini ve bundan sonraki seçeneğin anlaşmalı ayrılık olduğunu düşündüğünü yazdı.

Tabiî hemen linç girişimi başladı. Kuzey'den ve Güney'den, Esra Aygın'ı "Taksim istemekle suçlayacak" kadar ileri gidildi. Esra Aygın ve Kıbrıs'ta Taksim istemek, aynı cümlede kullanılabilecek şeyler değil.

Gelelim işin daha ciddi kısmına…

Patroclos tweet atmış, Esra Aygın da Facebook'tan yazmış.

Zaten böyle bir seçenek, Hugh Pope ve Jack Straw'un ifadelerinden sonra kafamı iyice kurcalıyordu.

Şimdi Pacrolos ve Aygın'ın, bunu Anastasiadis'in söylediğini ayrı ayrı iddia etmeleri, 'müzakere edilmiş ayrılık' seçeneğinin de artık masada olmasa bile seçenekler arasında düşünülmeye başlandığının güçlü bir işareti olarak algılanabilir.

Hep diyorduk ya federal çözüm olmazsa ne olur? B Planı nedir? Diye.

Eğer söylenenler doğru ise bunun cevabını Anastasiadis vermiş oldu.