Vatandaşlık kavgası yerine "göçmenlik politikası"

Yayın Tarihi: 22/09/17 08:00
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+
Şu vatandaşlık tartışmaları ile ilgili oturup düşündüm biraz. Hatta biraz fazla düşündüğüm için de farklı bakış açıları geliştirdim. Biliyorum bu farklı bakış açılarını buraya yazarsam sosyal medyada yine beni bombardıman edecekler ama olsun yine de yazacağım.

Düşündüğümüzü yazamıyor ya da söylemiyorsak neden burada oturuyoruz ki?

İlk olarak şu geldi aklıma:

Bizim Bakanlar Kurulu, bizden KKTC vatandaşlığı istemeyene vatandaşlık vermiyor değil mi? Yani birileri vatandaş olmak istiyor ki veriyor.

Bizim hükümet, ülke ülke dolaşıp önüne gelene "gelin sizi KKTC vatandaşı yapalım" demiyor değil mi? Dese de kim itibar eder ki?

Peki bizim bu KKTC vatandaşlığının ne faydası var?

Burada çalışmak ve yaşamak serbestliği mi veriyor? Evet.

Bunun için vatandaş olmak şart mı? Yok.

Çalışma ve oturma izni reddedilene rastlanmadı hiç. Her isteyen ülkemizde kalıp çalışabiliyor.

Bir başka ifadeyle, AB ya da ABD veya Britanya vatandaşlığı kadar kıymetli bir vatandaşlık değil.

Sadece ve sadece Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sınırları içerisinde geçerlidir ve sadece KKTC içerisinde, çalışma ya da oturma izni ile de pekala sağlanan kolaylıklar sağlıyor.

Buraya kadar hemfikiriz sanırım.

Yani burada yaşayan çalışma izinli ya da sonradan vatandaş olmuş yabancılar çoğalınca ne oluyor?

Bu insanlar çalışmak zorunda. Çalışınca para kazanmak durumunda. Kazanınca vergi vermek. Ha okullarımız, hastanelerimiz falan yetmez diyorsanız o başka. O tamamen, yerli/yabancı, eski Kıbrıslı/yeni vatandaş, herkesten toplanan vergilerin sadece memur maaşına değil; sağlık, eğitim vs. hizmetlere dönüştürülmesi meselesidir. O başka bir konu ki, hiçbir siyasi partinin bu konuda söyleyecek pek bir sözü yoktur.

Yani geriye bir tek vatandaş olduktan sonra oy kullanma hakkının verebileceği rahatsızlık kalıyor.

Bu taze KKTC vatandaşlarının, onları vatandaş yapan hükümetin partilerine bundan sonraki seçimlerde ahde vefa gösterip oy vereceği endişesi mi var?

Makul bir endişe belki ama, bu da yeni vatandaşları koyun yerine koymak anlamına da gelmiyor mu?

Bu vatandaşlıklara itiraz eden siyasi oluşumların, aynen İngiltere'deki İşçi Partisi gibi bir göçmen politikası oluşturup, vatandaş olanların gönlünü kazanması daha mantıklı bir yaklaşım değil mi?

İngiliz İşçi Partisi'nin tabanının hatırı sayılır bir kısmının, yabancı kökenli Britanya vatandaşları olduğunu bilmeyen mi var?

Demem o ki, bu yeni vatandaşlara, "Bunlar iktidara gelirse bizim vatandaşlığı iptal ederler" korkusu salmak yerine, "Bunlar beni vatandaş yaptı, ama diğerlerini daha çok beğeniyorum. Bizimle ilgili daha güzel proje ve politikaları var" dedirtmek daha insani ve daha mantıklı değil mi?

Ve şimdi atış serbest. Saldırın...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları