Yamaç paraşütü ve Karaokçu'nun savaşı

Yayın Tarihi: 28/09/17 08:00
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+
Hava Sporları Federasyonu Başkanı Zeki Ziya beni basın toplantısına davet edince, "Zeki Ziya boşuna bir şey yapmaz. İllaki büyük bir olaydır" deyip gittim.

Hakikaten de haklıymışım. Kyrenia Open diye isimlendirdikleri ve Türkiye Ligi'nin bir yarışı olmasının yanı sıra, organizasyondan tam not almaları durumunda uluslararası bir etkinliğe de ev sahipliği yapma hakkını kazandıracak bir sınav niteliğindeki yamaç paraşütü yarışmasını anlatmak üzere bizi oraya çağırmış. Oradaki yamaç paraşütü eğitmenleri iki Kıbrıslı genç ise Türkiye Milli Takımı'nda yarışıyor ve Türkiye sıralamasında birinci ve ikinci sırayı paylaşırlarken, dünya sıralamasında da ilk 100'de olduklarını öğrendim, çok mutlu oldum, gururlandım.

Dünyadaki hava sporları otoritesi olan FAI'ye üye olmadığımız halde FAI'nın onayladığı bir müsabakaya ev sahipliği yaptığımızı öğrendiğimdeki şaşkınlığım; Güney Kıbrıs'ın FAI'ye üye olduğunu ancak bizim 100'e yakın sporcumuz olmasına karşın Güney'in tek bir sporcusunun olmadığını öğrenince katlandı.

Bu hafta sonu gerçekleşecek ve 60 sporcunun 6'şar atlayış gerçekleştirip gökyüzünü uzun bir süre renklendireceği etkinliğe herkesin gitmesi gerekir diye düşünüyorum.

Hoş duygular bunlar tabii ki.

Ama bu basın toplantısında kafama dank eden bir başka bir şey oldu ki, ne yalan söyleyeyim utandım ve bana göre birazdan anlatacağım nedenlerden dolayı herkesin utanması gerekiyor.

Bu etkinliğe Başbakan Hüseyin Özgürgün'ün talimatı ile ana sponsor olan Başbakanlık Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu Başkanı gazeteci ağabeyimiz Hasan Karaokçu'nun bazı sözlerini işittikten sonra yüzüm kızardı.

Karaokçu, bir mücadele değil, savaş veriyoruz dediğinde, "Vatandaşlık, ileri geri saat, siyasi partiler, seçim, ekonomik protokol, su, elektrik, Gönyeli Çemberi" gibi konuların ne kadar saçma ve anlamsız olduğunu anladım.

Hangimiz "Be Karaokçu, ne yapabiliriz senin için. Evlatlarımızı bu zehirden, bu zehir tacirlerinden koruman için biz sana nasıl yardım edebiliriz?" diye kaç kez sorduk acaba.

Sosyal medyadan ahkam keserek kahramanlık yapacağımıza, zeka ve zamanımızı uyuşturucu ile mücadele eden bu insanların yüzüne ne şekilde üff deriz düşüncesine yoğunlaştırsak, bonzaiden ölen bir genci, ya da esrara alışan başka bir arkadaşı kurtarırdık belki.

Ama olmaz, siyaset yapacağız, Kıbrıs sorunu ile ilgili kamplaşacağız. Hükümeti yerden yere vuracağız ve seçilmişlere hakaret edip, onların yerine seçilmiş olmaya çalışmaktan, Karaokçu'nun bizim için yürüttüğü savaşında ona destek olamıyoruz.

Ne bileyim ben utandım. Belki başkaları da utanır da Karaokçu'nun yüzüne üff deriz.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları