YÖDAK

Yayın Tarihi: 26/10/17 08:00
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+
YÖDAK Başkanı Prof. Dr. Akile Büke dün gazetecilerle bir istişare toplantısı yapmak üzere davet edince yükseköğrenim sektörünün, regülatör görevini sürdürüyor olması gereken kurumun aslında ne kadar zor durumda olduğunu görmüş olduk.

Resmen bir enkaz devralmış. Ama bu enkazın müsebbipleri tamamen önceki yönetimler değil.

Enkaz çoğunlukla yapısal.

Şöyle ki, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, nüfusu 100 bine ulaşan öğrenci nüfuslu bir yükseköğrenim sektörünü, 10 personeli olan abuk subuk bir dükkandan bozma binanın içerisinde, arşiv ile personel çalışma alanlarının köşe kapmaca oynadığı bir yerde yönetmeye çalışıyor.

10 personelin birkaç tanesinin kronik rahatsızlıkları olduğundan sürekli raporlu oldukları göz önüne alınırsa YÖDAK'ın içler acısı hali daha da anlaşılır sanırım.

Akile Hoca iyi niyetli ancak 10 ay önce görev tevdi edildiğinde öngörüsü ile karşılaştığı realite arasındaki uçurumun büyüklüğü yüzüne yansımış durumda olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.

İstişare toplantısı dediği için bir iki kelam de ben ettim. Son derece iddiasız ve tamamen pratik sağduyu ile söylediklerimin arasında, turizm ile yükseköğrenim sektörünün ülkede lokomotif iki sektör olduğu gerçeğinden hareketle, turizmin bir bakanlıkla, yükseköğrenimin ise dükkandan bozma bir yerde 10 kişilik bir ekiple yönetilmeye çalışıldığı gerçeği ve bu gerçeğin büyük çelişkisi de vardı.

Halbuki bir Yükseköğrenim Bakanlığı, altında Öğrenci Polisi, Öğrenci Barınma Müdürlüğü, Öğrenci Taşımacılık ve Ulaşım Müdürlüğü gibi öğrencileri doğrudan ilgilendiren konuları düzenleyip öğrencinin hayatını kolaylaştırabilecek bir bakanlık ya da en azından bir müsteşarlık olamaz mı? Ya da olmamalı mı?

Bunları söylerken Akile Hocanın yüzünün parladığını görsem de çok da ileriye gitmek istemedim. Dedim ya benimkisi tamamen aklın yolu ve düz mantıkla ortaya atılan sesli düşüncelerdi.

Nasıl ki Türkiye ve KKTC'deki yükseköğrenim camiası, YÖK denen kurumdan -sözüm meclisten dışarı- it gibi titriyorsa, YÖDAK da aynı tandansta olmalı bana göre.

Seçimden sonra yeni gelecek hükümet bence ilk işi olarak YÖDAK'a ihtiyacı olan bina, teçhizat ve personeli sağlamalı. Eksik tüzükleri süratle geçirip YÖDAK'ın elini güçlendirmeli. Hemen akabinde ya da eş zamanlı olarak ise YÖDAK Yasası'nı revize edip, elini masaya vurduğunda masanın kırılacağı bir yapı haline getirmek elzem gibi geliyor.

Üniversitelerin yönettiği değil, gözüne girmek için üniversitelerin birbiri ile yarıştığı bir YÖDAK bana göre, hızla büyümekte olan yükseköğrenim sektörünün doğru büyümesi için şart.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları