UBP'de demokrasi konuşsun, klavye ve kulis kahramanları değil

Yayın Tarihi: 08/11/17 08:00
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+

Turgay Avcı yakın dostumdur. Hatta aile gibidir benim için.

Siyasette olduğu ve olmadığı dönemde muhabbetimizin dozu hiç değişmedi.

2013'te Ulusal Birlik Partisi'nden milletvekili adayı olmuş, çok az bir tercih farkıyla milletvekili seçilememişti. Bu olumsuz gibi görünen durum, aslında Turgay bey için bana sorarsanız olumlu olmuştur. Bazılarının aksine, siyaset yaparken, üniversitede bir derscik de bırakıp profesörlük unvanını almak için gereken zamanı siyasetteyken geçirenlerden değildi. Siyasette olduğu dönemde üniversite ile bağını kesmiş, geriden gelenlerin onu akademik olarak geçmesine takılmamıştı. Bu siyasete verdiği ara, hem profesörlük unvanını almasına hem de siyasette yapmış olabileceği hataları gözden geçirmesine fırsat yarattığı için bana göre 2013'te seçilmemiş olmasına sevinmelidir.

Planlı ya da plansız klavye kahramanları hemen sosyal medyaya dalıp, "UBP tabanı affetti mi?" ya da "Bence adaylığı geri çeksin" gibi laflar ettiler ilk gün. Sessizce izledim.

Öncelikle şunu sormakta yarar var:

2013 seçimleri öncesinde, bu tepki gösteren parti içindeki mihraklar neredeydi? Hele hele UBP Parti Meclisi'nin Turgay Avcı ve arkadaşlarının partilerini kapatıp, UBP'ye ilhak ettikleri 2012 Aralık ayında neredeydiler?

O parti meclisi ve 2013 seçimi, UBP'nin Avcı'yı affettiği anlamını taşıyordu. UBP tabanı ise seçimlerde onu çok az bir tercih oy farkı ile milletvekili yapmayarak da cezasını kesmiş oldu.

İşlenen bir suç varsa orta yerde, mahkum edilen ve cezasını çeken ile ilgili artık bir şey söylenmez.

Mademki ihanetten bahsediliyor… Ulusal Birlik Partisi tarihi bunlarla dolu.

ÖRP olayından sonra, kaç kez benzeri hatta daha kötüsü UBP'nin başına geldi? Adına ihanet deniyor ve bu fiili gerçekleştirenler hain ise UBP'de bunlardan çok ne var?

İsim sayıp kimseyi rencide etmek istemem ama rencide olmuş bir dostum için de bunları yazmak zorundayım.

Özelikle 2013'te İrsen Küçük'ün yanında yer alan UBP içindeki hiç kimsenin Avcı ile ilgili laf etmesi mümkün değil.
Olmamalı. Çünkü onun yönetimindeki parti, beyaz sayfayı açıp Avcı ve arkadaşlarını bağırlarına basmıştır.

Ulusal Birlik Partisi, kendi içinden kopanlardan başka partiler kurulduğunu görmüş, transferler etmiş, transferlere adam kaptırmış, içinden kendi gösterdiği Cumhurbaşkanı adayının karşısına başka aday çıkmış, sert kurultaylarla yerle bir olup yeniden dirilmiş büyük bir partidir.

Kimleri affetmedi, kimleri baş tacı yapmadı? Avcı neden sıkıntıymış gibi gösterilmeye çalışıldı geçen gün, onu düşünmek lazım.

Partisinin taban yönetimini üyeye yaymayı başaran UBP'de bana göre herkes susmalı ve üyenin konuşmasına olanak tanınmalı.

Demokrasi dedikleri şey de bu değil mi?

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları