CMO'dan su için acil eylem planı çağrısı

Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu adına Başkan Nilden Bektaş imzasıyla yapılan açıklama şöyle:

"Birleşmiş Milletler tarafından 1992 Rio Konferansında alınan karar ile her yılın 22 Mart'ında kutlanan su günü bu yıl yine Birleşmiş Milletler tarafından çeşitli faaliyetlerle kutlanmaya başlanmıştır. Günün amacı, tüm ülke halklarının ve devlet yetkililerinin su konusuna dikkatini çekmek ve sorunları ilgili tüm paydaşlara aktarmaktır. Birleşmiş Milletler, bu yılın konusunu "Su ve Enerji " olarak belirlemiştir. "Su ve Enerji" ilişkisi; "Su yoksa enerji, enerji yoksa su yok" olarak ifade edilmiştir.

Dünyamızdan ülkemize döndüğümüz zaman ise ülkemizin de en ciddi sorunlarından biri olarak su probleminin karşımıza çıktığını görmekteyiz. Ada Ülkesinde yaşanıldığı bilincinden uzak bir şekilde suyu sonsuz kaynak olarak düşünmek ve su yönetimini planlamamak bugün yaşanılan su sıkıntılarının temel nedenidir. Su kaynaklarımızın çok sınırlı olduğu uzun yıllardır bilinmesine rağmen suyu doğru kullanmak adına etkin bir su politikası geliştirememiş olmak ise bunun en büyük nedenidir.

Ülkemizde net bir veri olmamasına rağmen kullandığımız suyun yaklaşık %70 -75 kadarının tarımda, %15 -20 kadarının evlerde ve %10-15 kadarının ise sanayide kullanıldığı tahmin edilmektedir. En büyük su tüketici sektörü olan tarımda yapılan plansız gelişmeler, su tüketimini sürekli olarak tetiklemektedir. Evlerimizde ve sanayide kullanılan suların ise Arıtılıp tekrar kullanılmaması bir taraftan halk sağlığını tehdit ederken bir taraftan yeraltısu kaynaklarımızı kirletmeye devam etmektedir. Akiferlerin büyük oranda tuzlanması ve kontrolsüz su çekimleri ise su kaynaklarımızın artık sürdürülebilirlikten uzak bir noktaya taşımıştır. Su konusunda yaşanan bu gelişmeler bilinmesine rağmen, reel olarak hiçbir çalışma yapılmamış, önlem alınmamıştır.

Su kaynaklarının kurtarılması,korunması,geliştirilmesi ve sürdürülebilir olması adına atılacak adımlar Ülkemiz adına hayati önem arz etmektedir. Bu adımlar henüz atılmaya başlamadan alternatif bir yol olarak Türkiye'den deniz boru hattı ile gelecek olan su beklenmeye başlanmıştır. Unutulmamalıdır ki bu proje su konusunda yapılan yanlışların bir neticesi olarak karşımıza çıkmıştır. projenin "Asrın Projesi" olarak lanse edilmesindense ; su kaynaklarımızı doğru yönetemediğimiz için ortaya çıkan bir proje olduğu tüm kesimlerce kabul edilmelidir. Ayrıca Su politikası ve yönetimi yapmadan, gelecek olan suyun hangi sektörlerde kullanılacağı farklı kesimlerce tartışılmadan, Plan proje ve strateji belirlemeden hızlı kararlar vermek şu aşamada yapılacak en büyük yanlış olacaktır. Unutulmamalıdır ki planlamadan ve stratejiden yoksun olarak atılan her adım ,karşımıza sorun olarak çıkacaktır.

Projenin; Mevcut su kaynaklarının korunması için yapılacak çalışmalar ile eşgüdüm içerisinde Planlı ve strateji kapsamında çevre öncelikli bir anlayışla sürdürülmesi kaçınılmazdır. Bu anlayışla yürütülecek sürdürülebilir bir proje için suyun tükenmez bir kaynak olmadığı bilinmeli, iyi planlama yapılmalıdır.Yağmur suları ada çapında değerlendirilmeli, arıtma tesisleri artırılarak çıkış suyu kullanımı sağlanmalı, su tasarruflu teknolojilere geçilmeli,Tarımsal sulamadaki kayıpları asgariye indiren teknolojilere geçilip , su tasarrufu yapma, çok su isteyen tarımsal ürünlerden az su isteyen tarımsal ürünlere geçmek için ise ciddi tarım politikaları hazırlanmalıdır.

Sonuç olarak; kendi su kaynaklarımızı geliştirme ve koruma hedefiyle hareket etmeli, kendi kendimize yetecek noktaya gelmek için uğraş göstermeliyiz. Bir ada ülkesinde yaşadığımızın bilincine vararak doğal kaynaklarımızı ve özellikle kıt su kaynaklarımızı kurtarmak adına acil eylem planları yapmak ve bu konuda yol gösterecek olan Ülkesel Su Politikamızı oluşturmak artık kaçınılmazdır. Su sorununa tek çözüm mevcut kaynaklarımızı verimli ve doğru şekilde kullanmakla mümkün olacaktır."